Phileas Fogg, kimsenin hakkında hiçbir şey bilmediği zengin ve kibar bir İngiliz beyefendisidir. Son derece düzenli bir hayat sürmesi, titiz ve dakik yaşayan biri olmasıyla ünlüdür. Bir gün, üyesi olduğu “Londra Kulübü”nde, gerçekleştirilmesi imkânsız gibi görünen bir konuda, servetinin yarısını ortaya koyarak iddiaya girer: Dünyanın çevresini 80
Moda denilen şey o kadar çirkindir ki onu her altı ayda bir değiştirirler. (OSCAR WILDE)
Bir tehlike anında gemiden uzaklaşan fareler, geminin batmamasını bir türlü affedemezler. (Wieslaw Brudzinski)
Kurtlarla arkadaş ol, yalnız elinden baltayı bırakma. (Rus Atasözü )
Rüzgara tüküren, kendi yüzüne tükürür. (İtalyan atasözü )
Bir gün su
Yollara tükürüyoruz şimdi. Sevdiğimizden ayrılıp Boğaz Köprüsü korkuluklarında kameramanlar bekliyoruz. O babacan doktorlar yok artık, hastanelerde rehin kalmış bebekler var. Çam ağacını da kesmişler, yerinde gecekondular varmış diyorlar. Kayınpederler artık güleryüzlü, devlet ihalesi peşinde, Uğur Dündar'dan kaçıyorlar. "Yeter ki gel
Pek mühim bilgiler
Likyalı erkekler ölülerini gömerken, şeytan yüzlerini görüp sonradan kendilerine musallat olmasın diye kadın kılığına girip, yüzlerini gizliyorlardı. şeytan görsün yüzünü deyimi de buradan gelir...
alın bu bilgiyle n'aparsanız yapın şimdi...
Adolf Hitler, 17 yaşındayken haydarpaşa gar inşaatında alman işçi ve ustalarla
Adn ovalarında bir peygamber devesi
Makam-ı Mahmud'ta makamın kendisiydim..
Kızıldenizi yeğlediğim ademe, kız kardeşim Havva'yı gelin eden Lilit
Ademin eksik kaburga kemiğiyim..
Yaşlı bir bunak oğlunu kesmesin diye Mina'ya koyun sürüsünü süren çoban benim..
Söz Ben'im
Nasıra'lının alnındaki Judas öpücüğü
Çarmıhtaki çiviyim..
**
Denize acıyan bir
Yıllar önce hastanede çalışırken ağır hasta bir kız getirdiler. Tek yaşam şansı beş yaşındaki kardeşinden acil kan nakli idi. Küçük oğlan aynı hastalıktan mucizevi şekilde kurtulmuş ve kanında o hastalığın mikroplarını yok eden bağışıklık oluşmuştu. Doktor durumu beş yaşındaki oğlana anlattı ve ablasına kan verip
vermeyeceğini sordu. Küçük çocuk bir an duraksadı. Sonra derin bir nefes aldı ve “Eğer kurtulacaksa veririm kanımı.” dedi. Kan nakli ilerlerken, ablasının gözlerinin içine bakıyor ve gülümsüyordu. Kızın yanaklarına yeniden renk gelmeye başlamıştı; ama küçük çocuğun yüzü de giderek soluyordu. Gülümsemesi de yok oldu. Titreyen bir sesle doktora sordu: “Hemen mi öleceğim?” Küçük, doktoru yanlış anlamış, ablasına vücudundaki bütün kanı verip öleceğini sanmış, buna rağmen kanını vermişti.
Bir keresinde bir şey duymuştu; eğer annesi tarafından terk edilmiş bir sepet dolusu köpek yavrusunun yanına çalışan bir saat koyarsan, sakinleşirmiş çünkü, annelerinin kalbine en yakın şeymiş
1. Küçük Kara Balık - Samed Behrengi
2. Behiç Ak - Uyurgezer Fil
3. Aytül Akal - Öğretmenin Sihirli Şapkası
4. Bilgin Adalı - Zaman Bisikleti
5. Zeynep Cemali - Ankaralı, Ballı Çörek Kafeteryası, Ben Çınar Ağacı ve Puf Böreği, Gül Sokağı'nın Dikenleri, Çılgın Babam, Patenli Kız
6. Nazım Hikmet- Sevdalı Bulut
7. Kıyamet Çiçekleri- Gülten Dayıoğlu
8. Kuş Ayak - Fazıl Hüsnü Dağlarca
9. Gözü Boynuz ile İzi Yaldız, La Fonten Orman Mahkemesinde,
Kulağımdaki Küçük Çan - Yalvaç Ural
10. Mavi Boya, Küçük Mor Balık - Ayla Çınaroğlu
11. Çirkin Ördek Yavrusu- Christian Andersen
okudu
Eğer annesi tarafından terk edilmiş bir sepet dolusu köpek yavrusunun yanına çalışan bir saat koyarsan, sakinleşirmiş çünkü bu annelerinin kalbine en yakın şeymiş.