Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Wong Kar-Wai
Örneğin Düşkün Melekler/Duo luo tian shı de tek bir uzamda üç farklı ulaşım biçimini (trenler, arabalar ve uçaklar) bir arada göstererek şehre özgü yoğunluğu fazlasıyla vurgular; Mutlu Beraberlik'te nedense tanımlanmamış yaşama alanlarını gösterir; Chungking Ekspres ve Düşkün Melekler'de, bazı yerlerde yaşamak düpedüz imkânsızdır. Batılı gezgin, barınma koşullarının, bu ülkelerin "Batı modernliği"ne nispeten yeni yükselmiş olmasının kanıtı olduğunu keşfeder - Japonya için bile söz konusudur bu. Gerçek Hong Kong’da ve gerçek Japonya’da sürekli modem-olmayan bir geçmiş hissederiz; aynısı Wong Kar-wai’nin filmleri için de geçerlidir: eskimiş mağaza vitrinleri, sıvası dökülmüş duvarlar ve çarpık bir şehirleşme.
Wong Kar-Wai
Wong'un filmleri, uyuşturucu mafyasının ve para için suç işlemenin bile (oysa bunlar normalde vahşi kapitalizmin parametreleridir) ılımlı bir biçimde narsisist duygulara ve sadece kısmen denetimli, olgunlaşmamış bir öznelliğe dayanan bir rüya âlemine gömüldüğü, parodileştirilmiş bir kapitalizm panoraması sunar.
Sayfa 122Kitabı okudu
Reklam
Rüya Alanı
Rüya Alanı Wong'un filmlerindeki ’’gerçek" bir hayat yaşayamayan karakterler, gerçek ilişkiler kurmadan ve gerçek aktivitelerini sadece herkesi tatlı dilleriyle kandırmalarıyla sınırlayarak, metalaşmış bir rüyalar âleminde yaşamaya karar verirler. Wong'un filmleri isabetsiz karşı­laşmalardan müteşekkil trajediler olarak tanımlanmaktadır.
Sayfa 126Kitabı okudu
İmaj ve Alegori
Tarkovski'nin filmleri, her ne kadar rüyalarla bu denli açıkça meş­gul olsa da, büsbütün uyku alanı içinde geçmez ve uyanıklığın dünyasıyla sabit temaslarını sürdürür. Uyku ile uyanıklık arasında duran bu filmler, bir tür sabah uykusunda veya birdenbire uyanıp etrafımızdaki "gerçek dünya"yı son derece yadırgatıcı bulduğumuz gece vakti geçer
Sayfa 149Kitabı okudu
Tarkovski ve Benjamin
Benjamin uyanışın "bize en yakın ve en alelade şeyi hatırlamada muvaffak olduğumuzda" gerçekleşeceğini savunur (V, 1,491). Rü­yadan uyanma, eskiden gerçeklik olduğunu zannettiğimiz, ama aslında öyle olmayan şeyden uyanmak demektir. Tarkovski'nin Kurban'nında (1986) Adelaide'nin başına geldiği şekilde olur. Yatıştırıcı iğne yapıldıktan sonra Adelaide şunları söyler: "Sanki bir rüyadan uyanmışım gibi hissediyorum şimdi... Başka türlü bir hayat yaşıyormuşum gibi. Bir nedenle hep direniyordum... Bir şeyle savaşıyordum. Her zaman kendimi savunuyordum. Sanki benden içeri başka bir 'ben' vardı da şöyle diyordu: Kendini bırakmamalısın, istemediğin bir şeyi kabul etme yoksa ölürsün. Ah Tanrım, nasıl da yanılıyor insan..."
Sayfa 154Kitabı okudu
Tarkovski ve Benjamin- Rüya ve Modernlik
Benjamin'in felsefi bir "Uyanma Tekniği"ni (V, 1,490) incelikle iş­leyişi, gerçekliği rüya olarak ve rüyayı da gerçeklik olarak görme çabasını temsil eder. Modernliğin fantazmagorik dünyası bir rüyadır, ama bir rüya olduğunun farkına vararak daha derinlikli bir gerçeklik vizyonuna ulaşır. Benjamin'in modernlik incelemesinin, devam eden
Reklam
Gerçeküstücülük
Bergman'ın uluslararası kariyeri, gerçeküstücü fikirlerin kullanımıyla başlamıştır. Bergman gelişiminin ilk aşamalarında "edebi teknikleri" uygulamış, Yaban Çileklerinde ise "rüya âlemi ile gerçeklik arasında gidip gelme" deneyleri yapmıştır (bkz. Steene, 1970, s. 24). Bu filmdeki rüya sekanslarının Mumau’yu andırdığı düşünülür, ama söz konusu sekanslar aynı zamanda da gerçeküstücüdür. Gerçeküstücü olarak tasarlanan, tam da özel ve neredeyse tipik denebilecek "kâbus tarzı"ndan ötürü, "tabut sekansadır hiç kuşkusuz. "Issız, bomboş sokak, saat, bir elden yoksun kolsaati, sırça cenaze arabası, yüzü olmayan adam - tüm bunlar gerçeküstücüresim ve edebiyatın aşina olduğu uzlaşımlardır."
Sayfa 166Kitabı okudu
Üst Üste Bindirme
Rüyalarda mantıksal bir yapının açıklanması gibi bir durum asla söz konusu değildir (bu yapı, iki imajın üst üste binmesiyle ortaya çı­kan tamamen görsel bir fenomen olarak açıklanamaz). Bilakis rüyalarda mantık, varoluşsal bir deneyiminin parçası kabul edilir.
Sayfa 180Kitabı okudu
Rüya Renkleri
Fellini, rüyaların siyah-beyaz görüldüğüne dair genel geçer görüşe rağmen, tam da renkler en önemli ipuçlarının göstereni işlevi gördüğü için, siyah-beyaz rüyaların mümkün olmadığında ısrar eder: "Kişinin siyah-beyaz rüya gö­rebildiğini söylemek saçmadır. Renk rüyaların dilinin ayrılmaz bir parçasıdır. Rüyalarda renkler fikirleri, kavramları aktarır. Her renk bir mesaj taşır.
Sayfa 203Kitabı okudu
Güzel olan her şey yarım kalır, filmler en güzel yerde sonlanır. Çok mutluyum dediğin yerde hüzün kendini hatırlatır.. Çocukluk kısadır, gençlik azdır ve bebeklik sanki hiç yaşanmamıştır. Vefa azdır, sadakat sınırlıdır, verilen sözlerin ömrü kısadır. Çok seversin çok çabuk gider, rüyalar en güzel yerinde biter.. Güzel olan ne varsa, sevdiğin şarkı gibi hemen bitiverir, kısacıktır.
Reklam
“Ruh güzelliği Tanrı’nın ışığının parıltısıdır."
Sayfa 145
186 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Bir içimlik su
Alper Canıgüz ile bir arkadaşım vasıtasıyla tanıştım ve iyi kide tanıştırmış beni :) Anlatım ve yazarın okuyucuyla olan iletişimi çok samimi. Tatlı Rüyalar okuduğum ilk kitabıydı sonra Gizli Ajans'ı sonra da Oğullar ve Rencide Ruhlar'ı okudum. Bu 3 kitap arasında Gizli Ajans favorim durumunda ;) Herhalde okumadığım 2 kitabı kaldı onları okuduğum zaman sıralama nasıl değişecek göreceğiz. Bu kitabın giriş kısımları çok ilgimi çekti belki yazarla ilk tanışma&flört evresi olduğu için olabilir :)) hikayenin ilerleyişini çok enteresan buldum ancak aynı enteresanlığı ilerleyen bölümlerde bulamadığımı söylemem gerek. Absürtlüğü tam kıvamında olsa da Hüseyin Bey kısmını anlamadım desem yalan olmaz herhalde ve Panş'ın çıkışı enteresan bir sürpriz olsa da bende biraz garip ve hikayenin dinamiği açısından rahatsız edici ve sadece sürpriz olsun diye konulmuş hissiyatı verdi :) Ancak akıcı bir dil, sıkmayan bir hikaye ve okunası güzel bir kitap. Belki 300 sayfa olsa sıkardı bilemicem. Biraz popcorn ve kolayla iyi giden filmler vardır ya hani, bu kitapta işte böyle bir kitap ;) Zamanında bu kitabı okuduktan sonra Turgut UYAR'ın Büyük Saat isimli şiir kitabı ile şiir arası vermiştim. O zaman kitabın arkasına şöyle demişim: "Bu kitap (Tatlı Rüyalar) bir içimlik su ise Turgut Uyar'ın şiirleri (Büyük Saat) orta şekerli türk kahvesidir." :)) her tadı karıştırmamak lazım ;) İyi okumalar...
Tatlı Rüyalar
Tatlı RüyalarAlper Canıgüz · İletişim Yayıncılık · 20136,8bin okunma
Sinema rüyanın dillerini kullandığından beri rüyalar hakkında konuşmak filmler hakkında konuşmak gibi; yıllar saniyeler içinde geçebilir ve kendinizi bir anda başka bir yerde bulabilirsiniz. Bu görüntülerden oluşmuş bir dil. Ve gerçek sinemada, her nesne ve her ışığın aynı rüyada olduğu gibi bir anlamı var.
"Bazen gerçekliği ifade etmenin en iyi yolu, gerçekdışıdır."
838 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.