Bir Yunus Emre, gelmiş de geçememiş hakikatleri ile kalmış gönlümüzde.
Bakıp göremediğimiz zikirleri göstermiş, duyamadığımız fikirleri dile getirmiş, unuttuğumuz şükürleri hatırlatmış Bizim Yunus.
İnsanın en güzel iyiliği de kötülüğü de kendi kendisine yapacağı demiş, insanın ne ararsa kendin de aracağını araması gerektiğinin telmihini yapmış.
Okumak için geç kaldığım bir kitap imiş farkettim.
Evlenmeden Önce, koyulmuş kitabın ismi bana göre "Evlenmeden Öncesi, Sonrası ve Devamı" çünkü kitap sadece öncesi için değil bir evliliğin sürdürülebilir olması için ince ince anekdotlarla güzel bir tablo çıkarmıştır.
Mutlu bir evlilik en başta insanın kendini tanıması tartması sonra karşıdaki insan da aradıklarını bilmesi, evlilikten ne beklentisi olduğunu öncelikle kendi kendine anlatmalı ki doğru bir iletişimle doğru bir evlilik kursun yani hulâsası olgun bir kişilikle yola çıkılmalı.
Mutlu bir evlilik emek ister fedakarlık ister susmak ister sakince konuşmak ister ve en önemlisi zaman ister beraber zaman geçirmek beraber birşeyler yapmak ister ki hâsılı beraberce mutluluk beraberce hüzün,emek demektir ve iyi bir evlilik demektir.
Mutlu bir evlilikte korkunun, baskının, zorbalığın, değil sevginin hükümran olması en büyük bir güçtür.
Ve son olarak en çok hoşuma giden Vitrin evlilik, hiç kullanılmayan Vitrinlik eşyalar, vitrinlik duygulanımlar ve sonrasında beraber iki ömürde hüsranlık dönemi...
"Bizi birleştirmeyi vaat eden teknoloji bile bizi birbirimizden ayırıyor. Artık her birimiz tüm dünyayla elektronik bağlantı içindeyiz, ama aslında son derece yalnızız."