" Farkında oluruz yahut olmayız. Aşıklarımızı anarken "Tahir ile Zühre", "Ferhat ile Şirin" deriz. Oysa Avrupalılar aşıkları yadederken "Romeo ve Juliette", "Antonius ve Kleopatra" derler. Aşıkların "ile" sayesinde birbirlerine bağlanması, biri olmadan diğerinin yarım kaldığına alamettir. Halbuki "ve" benzer ama ayrı olanları sıralamaya yarar. Keza bu topraklarda birbirlerini sevenler, mıknatısın iki ucu olurlar. Nikah ile birbirlerine bağlanan sevgilileri "Zevc" ve "Zevce" olarak anlattığımız gibi mıknatısın iki ucu arasındaki cazibeye de "Zevciyat" deriz biz."