Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.17
büşra
büşra
@fraubugu
20 okur puanı
Ocak 2023 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Momo
Tanımlanması, açıklanması ve kavranması oldukça güç; uzaysal boyutu olmayan bir süreklilik… Hayatımız onun etrafında şekilleniyor, anlam buluyor. Çoğu kez biz farkına bile varmadan uçup gidiyor. Evet, tüm bunlar, içinde var olduğumuz, onu ölçmek adına birçok yöntem geliştirdiğimiz “zaman” için söylenebilecek birkaç şey. Ama o, kelimelerle söyleyebileceklerimizin çok daha ötesinde.
Momo’nun yazarı Michael Ende, bu kitabı yazarken ‘zaman’ kavramını oldukça özgün ve akıl dolu bir şekilde dile getirmiş. Okuduğumuz her bir sayfada yeni farkındalıklar, hayatımızdan kesitler ve yaşadığımız ‘an’ hakkında ince anlamlar karşımıza çıkıyor. Kitabın masal havasında yazılmış olmasına karşın zamanı heba edişimiz, umursamayışımız ve bir gün kaybedecek olmamız, karakterimiz olan küçük Momo aracılığıyla adeta bir tokat gibi yüzümüze çarpıyor.
Herkesin okuması gereken bir kitap, henüz zamanınız varken…
O Captain! My Captain!
“Ölü Ozanlar Derneği”ne -gerek kitabı gerek filmi olsun- hakim olan herkes kendini, yakınındaki bir masanın üzerine çıkarak bu cümleyi haykırma isteğiyle cebelleşirken bulmuştur. Kitabın birçoğu az sözle çok şey anlatma sanatı üzerine kurulan replikler ve bunların uzantılarından oluşuyor, tıpkı az önce söylediğim replik gibi.
İçerik odaklı baktığımız zaman, bir tarafta öğrencilerin iç dünyalarından ziyade akademik başarıları veya geleneklerine bağlılıkları gibi etmenlerle ilgilenen, disiplinin had safhada olduğu Welton Akademisi diğer tarafta katı kuralları yıkmaya kararlı, öğrenci merkezli bir eğitim anlayışı olan Bay Keating karşımıza çıkıyor. Öğrencilerini tutkularının peşinden gitme konusunda cesaretlendirerek en önemli şeyin “anı yaşamak” olduğunu vurgulayan Bay Keating’in bu yolculukta birçok zorlukla karşılaşıyor olması aslında davasının haklılığını kanıtlar nitelikte.
Tüm bu olaylar silsilesinde herkesin büyük bir empati ile yaklaşacağı, “işte bu!” diyerek kendini bulacağı önemli bir yapıttır. Hem kitabını hem de filmini şiddetle tavsiye ederim.
Arthur Schopenhauer tarafından yazılan bu kitabı okumamla eş zamanlı olarak kendisini daha yakından tanıma fırsatı bulduğumu söyleyebilirim. Kötümserliğin ve karamsarlığın baş gösterdiği bir zihnin içinden bu cümlelerin kaleme dökülmüş olması beni her ne kadar şaşırtmış olsa da okuma sürecimde kendimi ve düşüncelerimi birebir olarak görmek oldukça güzeldi. Gel gelelim kitabın benim gözümden temel düşüncesine.
Öncelikli olarak her şeyde “ölçülü” olunması gerektiği fikri kitapta gerek üstü kapalı gerekse direkt olarak okuyucuya aktarılıyor. Örnek verecek olursam hiçbir ani durum karşısında büyük çoşkuya da büyük kedere de izin verilmemesi gerektiği, çok mutsuz olmamanın en güvenli yolunun çok mutlu olmayı istememek ve taleplerini ölçülü bir düzeye indirmek olduğu devamlı olarak karşımıza çıkıyor. Kitap, size farkettirmeden zaten aklınızın bir köşesinde bekleyen düşüncelerinizi açığa çıkarma fırsatı veriyor, “En büyük mutluluk, kişiliktir.” diyerek de okuyucusuna veda ediyor.
Okur Takip Önerileri
Hayvan Çiftliği (spoiler içerir)
“İnsan’a karşı savaşırken sonunda ona benzememeliyiz.”
Çok değil, kitaba başladıktan sonra birkaç sayfa okuyacak olursanız bu cümleyle karşılaşacak, Yedi Emir’in tam olarak bahsi geçen düşünceyle temellendirildiğini kavrayacaksınız. Peki kitabın en kritik noktalarını içerisinde barındıran Yedi Emir nedir ve neden bu kadar önemlidir?
