İlk aşkımı itiraf etmek istediğimde on beş yaşındaydım. Ağzımdan tek bir kelimeyi çıkaramıyordum, dilimi yutmuştum. Birden tüm keskinliğiyle kelimelerin düzenbaz ve hain olabildiklerini hissetmiştim. Bu aptal, ruhsuz kelimelerin içinde kendime yer bulmamın imkanı olmadığını sezmiştim. İşte o an aydınlandım: Kelimeler ölüydü, dil ise bir anlaşmama yöntemiydi.