Zaman akıp gidiyor avuçlarımın içinden
Zamanla hissediyorum vicdanımın köreldiğini
Oysa zaman affetmiyor hayatı es geçenleri
Gördüm, yaşadım vicdansızlık neymiş nereye süreklermiş ruhu
Ben zannetmiştim ki vicdan sözlerde yaşar, bahenelerle beslenir
Fakat şimdi anladım ki vicdanın mevkisi yüksek
Samimiyetsiz taşlar dizmek vicdanın yolunda işe yaramazmış
Ruhumda yer etmesinin şartları varmış
Hayatla, gerçeklerle beslenmeli, fedakarlıkla yaşatılmalıymış
Vicdanı ruhumun en güzel köşelerinde ev sahibi yapmalıymışım
hatta ruhum yıpransa dahi yaşayacak kadar derin ve içten.
Uğur Koşar'ın "Allah De Ötesini Bırak" adlı kitabın ismi itibariyle kaderimize ve yaşadığımız zorluklara yakından bir yorum yapmaktadır. Kader, Hayat ve mücadele bu kavramların, bizlerin üzerinde yıllarca düşünmek, yorumlamak, tartışmak üzere olmamız gereken yegane kavramlardır. Kitapta aslında "hayatın hakikati nedir?" Sorusuna yaşadığımız toplumundaki genel kanılara yer yer zıt yer yer ise anlaşılamayan günlük kullandığımız içi boşalmış değerlerimiz olmuş durumları açıklayarak ilerlemektedir. Bizler yaptıklarımızın karşılığını yine yaptığımız eylemlerin gerçekleşme oranına dayanırken aslında "sonuçların" bizlere değil Rabb'imize bağlı olduğunu hep unutuyor veya bilmiyoruz. Bizler somut değerlerde yaşayan modern insanlarız. Müslümanız fakat müslümanlık nedir bilmiyor ve bilmediğimiz daha doğrusu hakka yönelmediğimiz için genel kanıları değer olarak görüyor, yaşıyor, hatta ölümüne savunuyoruz. Kitabın bende ki en büyük tesiri ve çıkardığım mana bizler Allah'ın sınavına muhatap olan kullarız. Olaylara, durumlara müdahalemizin olmadığı sadece bize sunulan seçeneğe nasıl tepki verdiğimiz geçerlidir. Allah de Ötesini bırak aslında bütün mesele budur bizler günlük hayatımızda elimizde olmayan birçok meselenin sonucunu istediğimiz gibi çevirmek için bütün enerjimizi veriyoruz. Fakat sonuç bizim elimizde değil. İşte Uğur Koşar tam burada toplumumuzdaki sorunların nereden meydana geldiğini tereyağından kıl çeker gibi bulup önümüze seriyor.
Ben zamanı gördüm,
İçimde ve dışımda sessiz çalışıyordu,
Bir mezar böyle kazılırdı ancak,
Yıldırımsız ve baltasız,
Bir orman böyle devrilirdi!
Ben zamanı gördüm,
Kaç bakışta bozdu hayalimi,
Ve kaç düşüncede!
Ben zamanı gördüm,
Şimşek gibi bir anın uçurumunda.
Kim tanır bizi şimdiden sonra?
=Ahmet Hamdi Tanpınar=
Seversin dünyayı doludizgin
Ama o bunun farkında değildir
Ayrılmak istemezsin dünyadan
Ama o senden ayrılacak
Yani sen elmayı seviyorsun diye
Elmanın da seni sevmesi şart mı?
Yani Tahir'i Zühre sevmeseydi artık
Yahut hiç sevmeseydi
Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?
=NAZIM HİKMET=
Düşünüyorum da toplumun standart işleyişinden çalış, eğlen, uyu vb. rutininden kurtulmadıkça kanımızda ki zehir daima dönecek ve bizi "üç maymun" oynamaya mahkum eden sistemi ezip, hürriyetimize kavuşamayacağız. Sonumuz ne olur belli olmaz ama vicdanımıza hesap vermek son durak olarak insana yeter herhalde, bir gün oklar eğer bize dönerse görmezden geldiğimiz her yanlışı en yüksek biz dillendireceğiz ki yardım bulalım fakat kimden bir önceki üç maymunu oynayan bizden mi?