Benim en sevdiğim taş, kaledir. Ona dikkat etmen gerektiğini düşünmezsin. Dürüst bir taştır. Gözünü vezirin, atın ,filin üstünde tutarsın çünkü onlar içten pazarlıklıdır. Ama çoğu zaman kaleye yenilirsin.
Yirmi yıllık bir borçlanmanın meyvesi olan yumuşacık küçük yuvamız, nafile bir barbarca alışkanlık olur. Bunca güçlükle kazanılmış ve tamamen geçici olan toplumsal merdivendeki konumumuz ise kaba bir övüngenlik gibi gelir.