Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Onun için ben sevdiklerime şunu tavsiye ederim:
Milletleri sevk ve idare eden adamlar, tabii evvelâ kendi milletinin mevcudiyet ve saadetinin amili olmak isterler. Fakat aynı zamanda bütün milletler için ayını şeyi istemek lazımdır. Bütün dünya hadiseleri bize bunu açıktan açığa isabet eder. En uzakta zannettiğimiz bir hadisenin bize bir gün temas etmeyeceğini bilemeyiz. Bunun için beşeriyetin hepsini bir vücut ve bir milleti bunun bir uzvu addetmek icabeder. Bir vücudun parmağının ucundaki acıdan bütün äza müteessir olur.
Şuna da kaaniim ki, eğer devamlı sulh isteniyorsa kütlele- rin vaiyetlerini iyileştirecek beynelmilel tedbirler alınmalıdır. İnsanlığın heyet-i umumiyesinin refahı açık ve tazyikın yerine geçmelidir. Dünya vatandaşları, haset, açgözlülük ve kinden uzaklaşacak şekilde terbiye edilmelidir." "Türkiye'de Bolşevikliğin yayılmasından korkuyor musunuz?" "Türkiye'de Bolşeviklik olmayacaktır. Çünkü Türk hüküme tinin ilk gayesi, halka hürriyet ve saadet vermek, askerlerimize olduğu kadar, sivil halkımıza da iyi bakmaktır." "Niye diktatör diye çağrılmaktan hoşlanmıyorsunuz?" "Ben diktatör değilim. Benim kuvvetim olduğunu söylüyor- lar. Evet bu doğrudur. Benim arzu edip de yapamayacağım hiçbir şey yoktur. Çünkü ben zoraki ve insafsızca hareket etmek bil- mem. Bence diktatör, diğerlerini iradesine rämedendir. Ben kalp- leri kırarak değil, kalpleri kazanarak hükmetmek isterim." "Mesut musunuz?" "Evet, çünkü muvaffak oldum."
Reklam
Çanakkale Deniz Muharebeleri ve ardından kara savaşı, dünya tarihinde kendi anısına dikilen abide kadar kalıcı ve destansıdır.
57.Alay'ın Çanakkale Savaşı'nın en kahramanca savunmasını yapanlardan ve neredeyse tümüyle şehit düşen bir alay olduğu malumdur. [Binlerce rahmet...]
Deniz savaşıyla Çanakkale'nin geçilemez olduğu anlaşıldı. ... 25 Nisan 1915'te kara orduları Gelibolu Yarımadası'na adım attılar.
Ordularımız Galiçya'dan tutun Yemen'e kadar her cephede savaşıyordu. ... Vatan için savaşan millet için ölen insanlar her yerde yoktur. ...
Reklam
Diğer Paşalardan Farkı
Vatansever, yetenekli ve mücadele taraftarı tek kumandan elbette ki Mustafa Kemal Paşa değildi. Ona bu mücadelede yardımcı olan kumandanlar vardı. Ancak onu diğerlerinden ayıran en önemli farklılığı elbette ki dehasıdır. En akıllı, önde gelen generallerimiz bile -ki bence kurmay olarak makul bir görüş- “Bursa’yı Antalya’yı, İzmir’i kurtarmakla uğraşmayın, olacak şey değil, tükeniriz, elimizdekini de kaçırırız” diyorlar, Anadolu ve Doğu Anadolu ile yetinilmesi gerektiğini söylüyorlardı ki bu “İlk hedefiniz Akdeniz’dir" düşüncesine muvafık değildi. Atatürk’ün kafasındaki geleceğe ait savaş hedefi çok daha farklı ve doğru olanıydı.
Avrupa’nın Yunan Tutkusu (Hellénophilie)
19. yüzyıla gelindiği zaman beşeriyetin ve Avrupa’nın kafasında şu fikir vardı: “Biz ancak ve ancak eski Yunanla var olmuşuz.” Hatta 18. yüzyılda bu daha da abartılıyordu: “Ne ki Yunanistan’da vardır ondan sonra hepsi boştur (pseudo), tekrarlamadır.Biz yalnızca Helenizm’le var olan modern insanlığız.” Bu, bir Helenizm cereyanıdır ve çok kuvvetli bir akımdır. Bu yüzden Yunan ayaklanması sırasında, Lord Byron başta olmak üzere, oldukça seçkin münevverler gidip Türk cephesine karşı savaşırken ya hastalandılar ya da muharebede öldüler. Bunlar, Yunanistan için ölmüşlerdir.Mesela Lord Byron Türkleri de seviyor, takdir ediyordu, fakat bu onun için mühim değildi; ona göre, hürriyet idealinin yaşaması için Helenlerin Türklerden kurtulması lazımdı. Kendisi bu yolda hayatını ortaya koymuş, hem de Londra’daki parlak hayatı bırakıp, genç yaşta Yunanistan’ın bataklıklarında hastalanarak ölmüştür.Yunanistan’ın ilk başkenti Nauplion’da kiliseye çevrilen bir caminin duvarlarında Yunanistan için gelip muharebede ölen Avrupalıların isimlerini görebilirsiniz. Etkisi bugün dahi süren bir Yunan hayranlığı Avrupa’da makes bulmuştur.
İstiklâl Savaşı’nın ilk safhası 11 ay sürdü. Bu değerlendirmenin bir abartma sayılmayacağı açıktır. Ağır Mondros şartlarının daha da ağırlaştırıldığı ve işgal hukuku şartları içinde hareket etmeleri beklenmeyen Yunan işgal kuvvetlerinin tavrının herkesi tedirgin ettiği ve tepki yarattığı açıktır. Hatta bu konuda zorluk çekenlerden birisi Venizelos’un İzmir bölgesine işgal komiseri olarak tayin ettiği Aristidis Stergiadis’tir. Stergiadis, İzmir’de en büyük muhalefeti kiliseden ve kendilerinin Levantenlere karşı yeterince desteklenmediğini ileri süren Rum tüccarlardan görmüştür.
Reklam
Hakikatte häkim olan ve her şeyi şa Harse idare eden merci, Millet Meclisi'dir. Zannıma göre yeryüzünde buna benzeyen diğer bir hükümet mevcut değildir.
Bir kez daha belirtmek gerekir ki Osmanlı zabiti bütün kara ordularının subayları gibi belirgin vasıflara sahiptir. Coğrafya ve dil bilmek zorundadır. Ancak bir ayırıcı özelliği daha vardır; Osmanlı zabiti geniş bir imparatorluğun içinde mücadele vermek durumundadır. Bir sene Yemen’de, ertesi sene Bilâd-ı Şam’da ayaklananlarla veya çetelerle kavga etmek zorundadır. Daha ertesi sene Makedonya dağlarında milliyetçi çetelerle savaşır. Birinci Dünya Savaşı’na girmeden evvel Balkan Savaşı’nda, siyasetin de ordunun içine girmesiyle hazin bir olay yaşanmıştır.
Maalesef Türkiye'de bazı grupların etnik duyguları, ana unsur sayılan Türklerin kültürel hafızadaki, tarihteki yerini tahrip etmekle ilgili bir çabaya yöneliktir.
Mustafa Kemal'de kendisine verilen vazifenin ötesinde bazı atılımlar ve fedakârlıklarla örülen bir kişilik görülür.
Mustafa Kemal'in kurtuluş mücadelesinin başına geçmesi sürecinde Çanakkale'nin önemi büyüktür. Zira Anafartalar kumandanı olarak tanınıyordu. Buna rağmen bir kesim ısrarla, "Çanakkale'de Atatürk yoktu, deniz savaşında yoktu, başında yoktu, sonunda vardı" diyor. Herhalde fundamentalist duygularla Türkiyenin laik önderi hafızalardan silinmek isteniyor, diye düşünülebilir.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.