Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Tarihte bir kapı açıldıktan sonra şayet kapanmıyorsa artık orada bir devrimden bahsedilebilir."
Sayfa 12
Daha gençlik yıllarından beri kafasında modern bir toplum ve devlet modeli olan Mustafa Kemal, bunu köklü inkılaplarla gerçekleştirmek isteyen biriydi. Kariyerinin ilk döneminde fikirleri fazla iddialı bulunup itibar görmemiş, bunları uygulamak için eline geçmesi gereken güç ve yetkiyi bir türlü elde edememişti. Oysa işte şimdi memleketi kurtarmış gazi bir mareşaldi. İlk başta kimseyi ikna edemediği milli bir kongre toplama ve Meclis'i Anadolu'ya taşıma gibi fikirleri en nihayetinde meyvesini vermişti. Tüm bunları başardığına göre, kurtardığı memleketin kaderi üzerinde kendisinin söz sahibi olmasından daha doğal bir şey yoktu. Artık zamanı gelmişti. Onu kimse durduramazdı. Durduramadı da...
Reklam
Bununla beraber, Türkçülüğe dair bütün bu hareketler verimsiz kalacaktı, eğer Türkleri Türkçülük mefkuresi etrafında birleştirerek büyük bir çökme tehlikesinden kurtarmağa muvaffak olan büyük bir dahi zuhur etmeseydi! Bu büyük dâhinin adını söylemeğe hacet yok. Bütün dünya, bugün Gazi Mustafa Kemal Paşa adını kudsi bir kelime sayarak, her an hürmetle anmaktadır. Evvelce Türkiye’de Türk milletinin hiçbir mevkii yoktu. Bugün her hak Türk’ündür. Bu topraktaki hakimiyet, Türk hakimiyetidir. Siyasette, kültürde, iktisatta hep Türk halkı hakimdir. Bu kadar kat’i ve büyük inkılabı yapan zat, Türkçülüğün en büyük adamıdır. Çünkü düşünmek ve söylemek kolaydır. Fakat, yapmak ve bilhassa başarı ile neticelendirmek çok güçtür.
Sayfa 15 - MEB Yayınları, 1990Kitabı okudu
Milli Mücadele’nin Merkezi Ankara
Bir şehrin halkı ilk defadır ki toptan bir siyasi karar veriyordu. Karara çok geniş zümreler ve kalabalık sayıdaki temsilcilerin katıldığı anlaşılıyor; şehrin tüccarları, uleması, tarikat şeyhleri gelen askerî heyete bağlılık bildirmiştir. Bu siyasi bakımdan da önemli bir gelişmeydi. Mücadelenin merkezi Ankara olacaktı.
Sayfa 172Kitabı okudu
“Ben Samsun’u ve Samsun halkını gördüğüm zaman memlekete ve millete ait bütün tasavvurlarımın, kararlarımın yerine getirilebilir olduğuna bir defa daha kuvvetle inanmıştım. Samsunluların hal ve durumlarında gördüğüm, gözlerinden okuduğum vatanseverlik, fedakarlık, ümit ve tasavvurlarımı müspet bir inanca götürmeye yeterli olmuştu”
Sayfa 167Kitabı okudu
Mondros sonrasında Mustafa Kemal’e, henüz İstanbul’a yeni gelmişlerken yaveri İtilaf Devletlerinin donanmalarını kast ederek “Paşam, gelmişler” demişti. İstanbul limanı yabancı gemilerle doluydu. İşte o gün mavi göğün altında, masmavi Marmara’ya bakarak, “Geldikleri gibi giderler” dedi.
Sayfa 166Kitabı okudu
Reklam
Kızıl Ordu’nun ünlü generali, Sovyetler Birliği’nin kurucu kumandanlarından, Ukraynalı Mihail Frunze gibi gayet iyi gözlemciler vardı. Hala Rusya askerî akademisi onun adını taşır. … Buraya geldiği zaman, daha başından şöyle demiştir: “Bu zor şartlarda bile burasının sosyalizmle ilgisi olamaz, burası bambaşka bir ülke.”
Sayfa 163Kitabı okudu
-16 mustafa kemal'in sofrası
... unutma bir tutam ışık getir sofraya bir avuç fikret getir bir yürek dolusu mustafa kemal kalpakları tozlu paşaların çığlıklı gözlerinden bir tutam kuvayı milliye mavisi ...
Sayfa 73 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Türkiye'nin yakın tarihi trajik çözülmezliklerle doludur ve Enver Paşa mevzuu da onlardan biridir...
İTHAF gibi İTHAF …
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu babası, ölümsüz banisi, bengi halaskârı, Türk ordularının ebedî başbuğu Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e saygı ve minnetle...
Sayfa 9 - ÖTÜKEN NEŞRİYAT
Reklam
10 yıla varan bir sürede Balkanlar, Trablusgarb ve Birinci Dünya Savaşı’nın bütün cephelerinde olgunlaşmış subay kadrosu, Yunanistan’da General Metaksas’ın açıkça ifade ettiği şeyi haklı çıkaracak bir potansiyele sahipti. Hatırlayalım, ne demişti Metaksas; “Yunanistan küçük ama onurlu ve müreffeh bir memleket olmak durumundadır, maceraya lüzum yok, İzmir’e çıkılmamalıdır.”
Sayfa 160Kitabı okudu
Tarih, yakasına yapışılıp hesaplaşılacak bir şey değildir...
Gazi Mustafa Kemal'e ölümünden dört sene önce, özel bir yasa ile "Atatürk" soyadı verilir. Bu olay Ankara Radyosu'ndan sevinçle duyurulurken, sunucu heyecanını bastıramayarak "Atatürk" yerine "Anatürk" der. Elbette bu bir dil sürçmesidir. Ancak bilinir ki Türkiye halkının Mustafa Kemal'i, hem bir baba hem de bir ana olarak algılanacak kadar sevilmektedir. Atatürk soyadı sadece kendisine verilirken, o tarihte hayatta olan kız kardeşi Makbule Hanım'a ise "Atadan" soyadı verilir.
Paşa 1918’de, “Geldikleri gibi giderler” demişti. Bu bir düş kurma ifadesi değildi, zira kurmay kafası gideceklerini anlar; “Bunlar yorgun. Biraz uğraşırsan, aklını başına toplarsan, teslim olmazsan gider bunlar” diyordu ve nitekim gittiler.
Sayfa 146Kitabı okudu
Haçlı emperyalizminin mağlup edemediği tek kadro Müdafaai Hukuk, tek liderse Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür. ABD ve AB haçlı emperyalizminin kendisine teslim olmayan liderleri hangi akıbetlere uğrattığını görün: İran Başbakanı Musaddık, Irak lideri Saddam Hüseyin, Libya lideri Muammer Kaddafi Emperyalizm, bu liderlerin tümünü perişan akıbetlere uğratarak, kendisine posta koyulamayacağını çok zalim cezalandırmalarla göstermiştir.
Sayfa 123
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.