Öğretmenin gölgesi koridorda belirdiğinde bilginin ve yeni şeyler öğrenmenin Işık huzmeleri sınıf kapısına kadar uzanır.İçeriye birazdan eli kolu dolu, kafasını ve yüreğine de yüklenmiş bir insan gelecektir. Yolu bir önceki dersten bu yana gözlenen biridir o. Yine kafaların İzbe köşelerine çökmüş karanlıkları silip süpürecek, genç dimağların İç odalarındaki söndürülmüş lambaları yeniden yakacak bir meşale alayı yürüyecek sıniflara.Peş peşe gelecekler, ard arda ve senkronize biçimde iki nefes aralığına ayarlanmışçasına bir dersten diğerine akacaklar.
Sıranın size geleceğini mi sanıyorsunuz? Bu insanların bir gün size dönüp de fikrinizi soracaklarını mı sanıyorsunuz? Bir gün kronometrenin sizin için çalışacağını mı sanıyorsunuz? Ciddi misiniz? Hâlâ bir umudunuz var mı? Siz ayağa kalkmadan, siz sesinizi yükseltmeden, siz posta koymadan, siz yumruğunuzu vurmadan, siz hep böyle dişlerinizi sıkarak, siz hep böyle yumruğunuzu sıkılı tutarak… olacak mı sanmaktasınız? Yaşıyorum… mu sanmaktasınız? Siz şimdi buna hayat mı diyeceksiniz? Pardon ama bu kadar zamandır neredeydiniz? Nerelerde eğleştiniz? Gönül indirdiğiniz ağaçlar, parklar, bahçeler neredeydi? Yaşadım, diyorsunuz. Ben size rastlamadım. Sesinizi duymadım. Kahkahalarınız ulaşmadı kulaklarıma. Neden bu kadar çekgin durdunuz? Neden bu kadar sessizdiniz? Neden bu kadar korktunuz? Ne’den korktunuz? Neden bu kadar saklandınız köşelerde? Nerelerde, niçin saklandınız?