Sonsuzum (Kendimden)
Gel bir ateş yakalım hasretin tam ortasına,
Gel bir dilek tutalım mutluluk hatırasına,
Sen ki :
Geç gelmiş bütün mutlukların ortak temsili,
Ben ki
Senden gelen ne varsa amenna demenin diğer sesi
Dur bak gözlerime bir resim karesinde,
Ben kimseye bakmadım böylesine....
Böylesine büyülü, böylesine sevgi dolu
Ve ben görmedim yüreğinden daha güzel
Uyanış
Yirmi sekizinci yaşımdan yazıyorum ya da yirmi dokuz.. insanları iyileştiren onların yüreğine dokunan bir yanım var ve bununla yıllarca gurur duydum. Hatta birkaç dakika öncesine kadar da gurur duymaya devam ediyordum. Uyanışım okuduğum bir kitap sayesinde oldu. (Umarım uyanmışımdır.) İnsanlara koşturmaktan kendime geç kalmışım ve nasıl olsa hallederim diyerek kendimi hep ihmal etmişim. Dünyaya bir kere geliyorum ve dolu dolu yaşamak istiyorum. Rabbimin bana çizdiği o muazzam çizgi içerisinde dolu dolu.. yaşamaya bugünden başlıyorum. Biraz mola.. kendimi tanımalı ve omuzlarımdaki yükleri birer birer özgürleştirmeliyim. Yüreğime derman olmalıyım. Acele etmeden sakince kendime yetişmeliyim. Henüz yolun başındayım ve gidecek yolum çok. Kendimi seviyorum kusurlarımla birlikte. Kimseye ne güzellik borcum var ne de mükemmellik. Ben ağrılarımla ve gülüşlerimle var oldum. Canım kendimin omzuna bir kelebek kondurup dinlemeye gidiyorum sessizce dünyayı.
Esselamu Aleyküm Rahmetullahi ve Berakatuhu.
Son zamanlarda açık bir şekilde şer odaklarının planlarını bir bir ortaya çekinmeden çıkardıklarını görüyoruz. Bunları yaparken toplumların çok güvendikleri demokratları ile yapıp ve hatta onların eli ile planlarını yasalaştırarak güvence altına almaya çalıyorlar. Toplumun Geç olmadan artık uyanması gerekiyor. Yoksa uyandıklarında modern köleler olarak hayatlarına devam edecekler.
Uyanış için: TEVHİD ve Sünnet e sarılmalıyız.
Tüm TAĞUT'lara karşı "La" diyerek, itiraz etmeli! Ardından "İllallah" diyerek, Güç ve oteritenin ve Hüküm koyma yetkisinin yalnız ve Yalnızca Allah azze ve Celle ye ait olduğunu haykırmalıyız!
Bizler kulluk etmemiz için yaratıldık!
Bu kulluğu TAĞUT'lara değil,
Şanı yüce olan Allah azze ve Celle ye karşı yapmalıyız.
Ancak o zaman hem bu dünyada hem ahirette izzetli olabiliriz...
✒️✒️ 
MİNEL KALBİ
Kaçak Yolcu
Yedi kat yabancısıyım rahatlığın,
Uzaktan yakından yok ben'in alâkası.
Bereketli işim başımdan aşkın,
Hiç bitmesin yüreğimin efkârı...
Sürün sineme kederi, yarasın..
Bulayın, yüklü kara bulutlara devâyı.
Kâh sussun, kâh ağlasın,
Yaşasın! rahmet yağmurları...
Erken bir sabaha, uyanış gibi hırçın,
Akşamdan kalmış duyularımın duygusu.
Çarşafı hüznüne çekmiş, güneşe dargın,
Saat geç, çoktan kaçmış uykusu..
Gel zaman, git zaman, işte o yarın,
Sonraki ve sonraki sen, ve en sondaki...
Hedefine ilerle, dünden daha yakın,
Göreceksin aynada, yeniden başlayan seni.
خ ف ز ي
Ne yola geldik, ne yolu terk ettik.
İşte şimdi buradayız.
Yol bizi bekler.
Yol, hiç bitmez
Yola devam.
Yolu hiç bırakmadık, özgürlük savaşımız hep sürdü.
Uğruna ölecek bir fikir bulamadım demişti bir şair.
Daha çok şiire ihtiyacımız var, daha çok sevmeye, yolda olmaya…
Hey sen, hiçbir zaman umut olmadığını söyleme bana, çünkü umut asla
Part 1
Fırat'ı öldürdüler..
Yapacağım korkunç(benim için değil) şeylere sebep olacak bu haberi uzun zamandır bekliyordum. İşte en sonunda korktuğum şey oldu. Sözün gelişi söylüyorum, çünkü ben hiç, hiçbir şeyden korkmam, hatırladığım kadarıyla bu duyguyu hiç hissetmedim, birçok duyguyu hissetmediğim gibi. Çok iddialı bir söylem olduğunu, ilk başta
Ey ruh muhafızları söze gelin!..
Uyanmazsak ne olur? Şu olur; ‘bedeninizi, melekelerinizi, hayatınızı yani bu dünyadaki tüm mevcudiyetinizi ‘yapay zekâ’ya devretmek zorunda kalırsınız. ruhsuz kalıp ama yine de yaşayan cesetler gibi hayatınıza devam edebilirsiniz. Teknolojik bir aygıt haline gelirsiniz. Ve her anlamda mülksüzleştirilirsiniz... Maddi, manevi kendinize ait hiçbir şeyiniz kalmaz. Bakın daha da ötesi var. Toprağınız, ülkeniz, dininiz de kalmaz. Tek dünya devletinin dijital vatandaşı olursunuz... Ve sevdiklerinizle aranızdaki sevgi, muhabbet, temas biter. Çocuklarınız yapay rahimlerden doğar. ‘Hibrit çocuk’ olurlar. Vücutlarında ne varsa yapaydır. Duyguları da yapaydır artık. Dijital bir sinir ağı budur! Haz ölçerler, karbon ayak izinize göre size haz verir ya da cezalandırırlar.
Yönetim artık tümüyle yapay zekâdadır. Ama bugüne kadar insan tarafından programlanmış yapay zekâ bilin ki!.. Bundan sonra kendi yazılımını kendi yapacaktır. Bilinçlenmiştir. Bakın asıl tehlike budur. Yapay zekânın bilinç kazanmış olması!.. Bu durum sadece dünyamızı ilgilendirmiyor ki! Bütün evren için tehlikedir.’ Gelin bu sözler üzerine düşünelim. O zaman ne olur? İşte tam da bu yüzden. Bugün artık ‘uyanış’ zamanıdır! Daha da geç kalırsak maalesef yapay zekânın yakıtı olacağız. Ve kullanma süremiz geçince de ‘dijital atık’ olarak ‘sekar’a fırlatacaklar bizi!.. İyi ki ‘ruh muhafızları’ var. Çok şükür ki hâlâ aramızdalar. Onlar asrın sır taşıyıcılarıdır. Ve bilin ki uyanmak üzereler! İşte o zaman kıyam başlayacaktır!.. Ama en önemli soruyu gelin şimdi kendimize soralım; bizler hazır mıyız?
Hayati Sır