"Yalnızım! Bunu hep söylüyorum
Yalnızım! Bunu hep söylüyorum.
Yalnızlığımı hüznümle yoğuran gece
öyle basitsin ki sen bütün şiirlerin içinde
biliyorum.biliyorum bunu da biliyorum
gökteki yıldızlar kadar dizeler yazılsa da
kendime kendimden başka kendim yok!"
BİR ŞİİR RİCA ET BENDEN AY YILDIZ GECE ŞEHİR YATIYOR BAŞIMIN ÜSTÜNDE ÇİÇEKLERİ VE AŞKIM YAĞMUR ALTINDA GÖÇÜP GİTTİ ŞU DİVANIN HÜKÜMDE GÖNLÜME GELDİ BİR NEŞE TEK BİR KIVILCIM HAYATIMIZ BAŞLAR
Bir gün gelir de unuturmuş insan
En sevdiği hatıraları bile
Bari sen her gece yorgun sesiyle
Saat on ikiyi vurduğu zaman
Beni unutma
Çünkü ben her gece o saatlerde
Seni yaşar ve seni düşünürüm
Her sabah dünya yeniden kurulur! Her sabah şartlar yeniden oluşur.Her gece kader ihtimalleri yeniden düzenler.Dün yapılamayan, bugün yapılabilir hale gelebilir.Bugün mümkün olan, yarın olmayabilir.Her gün yeniden ihtimallere “yoklama çekmek” gerekir.
İnnemâ meśelu-lhayâti-ddunyâ kemâ-in enzelnâhu mine-ssemâ-i faḣteleta bihi nebâtu-l-ardi mimmâ ye/kulu-nnâsu vel-en’âmu hattâ iżâ eḣażeti-l-ardu zuḣrufehâ vezzeyyenet vezanne ehluhâ ennehum kâdirûne ‘aleyhâ etâhâ emrunâ leylen ev nehâran fece’alnâhâ hasîden keen lem taġne bil-ems(i)(c) keżâlike nufassilu-l-âyâti likavmin yetefekkerûn(e)
Dünya hayatının misâli şudur: Bir yağmur, onu gökten indiririz. İnsanların ve hayvanların yiyip istifade ettikleri yeryüzü bitkileri o yağmuru emerek boy atıp gürleşir, sarmaş dolaş olur. Derken yeryüzü bütün takılarını takınıp, regârenk süslenerek olanca güzelliğiyle göz kamaştırır hâle gelir. Orayı ekip biçenler bütün bunların kendi güçlerinin eseri olduğuna ve artık onun ürünlerini toplama zamanı geldiğine inandıkları sırada, bir gece vakti veya gündüz oraya azap emrimiz gelir; sanki dün orada hiçbir şey yokmuş gibi, her şeyi kökünden biçiveririz. İşte, sistemlice düşünüp ibret alacak kimseler için âyetleri böyle ayrıntılarıyla açıklıyoruz.
Kırcı, bizim evden uzak durmamız gerektiği, 25 Ocak 1996 tarihinde İstanbul Asayiş Şube İnfaz Masası Ekiplerince göz altına alınıp, Gayrettepe'deki şubeye götürülmüştü. Belli ki babam, yine bir yerlerin kirli işlerini belgelemiş ve restini çekmişti. O gece evimize giren şahıslar ve bir başka koldan babamı tutuklamaya cesaret edemeyen ancak O'na gözdağı vermek için Kırcı'yı biri ihbarla alıkoyanlar, ortalığı germek istemişlerdi. Bu gibi durumlarla dönem dönem karşılaşıyorduk. Neticede bir şey olmuyor ve kısa bir müddet sonra tekrar normal hayatımıza dönüyorduk. Tabi ki sonraki gerginliğe kadar. Yani Çatlı'nın restini çektiği ana kadar!