Waterloo Savaşı
1815 Haziran'ının 17'sini 18'sine bağlayan gece yağmur yağmasa, Avrupa'nın geleceği farklı olacaktı. Birkaç damla fazla ya da eksik bu su, Napoléon'u alaşağı etti. Waterloo'nun Austerlitz'in sonu olması için Kader'in biraz yağmura ihtiyacı vardı ve gökyüzünden geçen zamansız bir bulut bir dünyanın çökmesine yetti.
Sayfa 368 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Kuşkusuz toplumsal düzenin toprağın yerini çamura bıraktığı derinliklerine dalıp o belirsiz karaltıları araştırmak, çirkefin içinde sel gibi akan o iğrenç sözcüklerin, her kelimesi bir balçık ve karanlık canavarının yakışıksız hezeyanına benzeyen o irinli kelime dağarının peşinden gitmek, onu yakalamak ve çırpınır bir halde gün ışığına fırlatmak keyifli ve kolay bir görev değildir. Hiçbir şey düşüncenin ışığında argonun ürkütücü kaynaşmasını izlemek kadar iç karartıcı olamaz. Gerçekten de, argoyla yüzleşmek korkunç bir gece yaratığını çirkef kuyusundan çıkartmaya benzer. Karşınızda titreyen, hareket eden, salınan, yeniden karanlığa gömülmeyi isteyen, tehditkâr gözlerle bakan, canlı ve dehşet verici bir çalılık vardır. Her sözcük bir pençeye, sönmüş ve kanlı bir göze benzer, her cümle bir yengeç kıskacı gibi hareket edermiş gibi görünür. Tüm bunlar düzensizlik içinde düzenlenmiş şeylerin tiksinti verici yaşam alanında gerçekleşir.
Sayfa 292 - Cilt 2Kitabı okuyor
Reklam
İdam cezası hükmü gece yarısı, meşalelerin aydınlığında, karanlık ve kasvetli bir salonda, yağmurlu bir kış gecesinde verilmiyor muydu? Ama Ağustos ayında, sabahın sekizinde ve böylesine güzel ve aydınlık bir günde, böylesine iyi jüri üyeleri varken böyle bir hüküm verilmesi imkânsız bir şeydi!
Sayfa 30 - MahzenKitabı okudu
Sırılsıklam olmuş zavallı küçükler ısınmaya başlamışlardı. -Ah, şimdi aklıma geldi, dedi Gavroche, neden ağlıyordunuz? Ve ağabeye kardeşini göstererek ekledi: -Bunun gibi bir yumurcağa bir şey söyleyemem, ama senin yaşında bir çocuğun danalar gibi ağlaması sersemlikten başka bir şey değil. -Ama gidecek bir evimiz yoktu, dedi çocuk. -Ahmak! Ona ev değil, tekke denir. -Üstelik gece vakti yapayalnız kalmaktan korkmuştuk. -Ona gece değil, cehennem karanlığı denir.
Sayfa 271 - Cilt2Kitabı okuyor
Bakışlarını indirdiğinde Cosette'in kendine gülümsediğini gördü. Sevilen kadının gülümsemesi gece karanlığında bir aydınlık etkisi yaratır.
Sayfa 343 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / 2. CiltKitabı okuyor
Üşüyorsun, gece gözlerini kör ediyor, zindan seni her yandan sarıyor, ama belki de yüreğinin derinliklerinde seninle oyun oynayan o beş para etmez adama karşı duyduğun çocuksu aşkın parıltıları vardır!
Sayfa 357 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları 19. BaskıKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.