Aynı bu yapıya sahip ünlü bir fıkra daha vardır, ama bu çoğunlukla gözardı edilir – Kafka’nın Dava'sının dokuzuncu bölümündeki Yasa Kapısı esprisinden bahsediyoruz tabii ki, ölmek üzere olan taşralı adamın kapıcıya şu soruyu sorduğu son sahneden: “Benim bildiğim, herkes yasaya ulaşmak için çabalar. Peki nasıl oluyor da. bunca yıl benden başkası girmek istemedi bu kapıdan?” Kapıcı adamın artık son anlarını yaşadığını görür. Onun gittikçe sağırlaşan kulaklarına sesıni işittirebilmek için var gücüyle haykırır: ‘Bu kapıdan senden başkası giremezdi, çünkü yalnız senin içindi bu kapı. Gideyim de kapatayım bari."
Kafka'nın hikâyesini Polonyalı ile Yahudi fıkrasına yaklaştırmak için başka bir son bile uydurabiliriz: Uzun bir bekleyişten sonra, taşralı adam öfkeye kapılıp kapıcıya bağırmaya başlar: “Seni aşağılık herif. bu kapının ardında sır mır olmadığını, bu kapının sadece benim için, benim arzumu yakalamak için burada bulunduğunu gayet iyi bildiğin halde, niye büyük bir sırra giden bir kapıda nöbet tutuyor gibi yapıyorsun? Kapıcı da (eğer bir analist olsaydı) sakin sakin şu cevabı verirdi: “Tamam işte, gerçek sırrı keşfettin artık: Kapının ardında yalnızca senin arzunun oraya koydukları var..."