«Hasan Âli Yücel, bu hikâyeyi oyun olarak yazmamı önermişti. Hikâyemi Yücel'in anısına adıyorum.»
Uvertür
Dünyanın tarihi iki milyar dörtyüz milyon yıllık deniliyor. Benim bitmemiş tarihim, şimdilik elli yıllık. Kelebeğin tarihi bir günlük.
*
Arkeologlar yeraltında yeni bir kent buldular. Bu kentte biçok ileri ulusların
Iyi dinle, işte verdim sözümü,
Yüreğine çivi gibi “çak” beni,
Yanılıp da, kaybedersem özümü,
Nemrut gibi ateşlerde “yak” beni…
Gönenirim, bana kıymet verirsen,
Sevdamızı, aşkımı korursan,
Töreliyim, bir hatamı görürsen,
YABANCI:
Korku vermiyor mu olanlardan söz etmek?
KÖR KADIN:
Hayır.
Çok uzak kaldı şimdi. Bir başkasıydı.
O zamanlar görebilen, bakarak ve bağırarak yaşayan,
sonra ölen.
Yoksulum,avucunu aç
bir kelimem,bir kelimesizliğim.
Dilimden kopar at beni,
gecelerini hatırlat.
Bana aldan beni bana anlat.
Ağıt yak,mezarıma gel,beşiğimi salla,
mısranı dizdim kağıda,
gözlerim sözüne değiyor.
Bir ah hâlâ bir ax etmiyor,
anladım farzet.
Bir yerden düşmüş gibi uyanamadım her sabah,
affet...
Yoksulum,avcunu aç
bir kelimem,bir kelimesizliğim.
Dilimden kopart at beni,
gecelerini hatırlat.
Bana aldan,beni bana anlat.
Ağıt yak,mezarıma gel,beşiğimi salla,
mısranı dizdim kağıda,
gözlerim sözüne değiyor.