Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kandiliniz mübarek olsun
MİRAÇ KANDİLİNDE NE OLDU? Miracın hicret'ten bir yıl ya da 16 ay önce recep ayının 27. gecesinde gerçekleştiğine inanılır. Rivayete göre Hz Muhammed gece vakti Kâbe'den alınıp Burak adı verilen katır üstünde Mescid-i Aksa'ya götürülmüş, Burak'ı Beytül Makdis'in (Süleyman Mabedi) kalıntılarının güneybatı duvarına bağlamıştır. Hz Muhammed sırasıyla
küçük bir penguen var, karanlıkta yürümeye çalışan, biraz sarsak, biraz senin gibi, biraz benim gibi hayalleri, umutları, bir geleceği vardı herhalde eskiden, ulaşmak istediği bir bahçe, yaşamak istediği bir gece geceye bir isim vermiş belki, bahçeyi de masallarda görmüş, ya da rüyasında, çok önemli değil aslında artık yaralar var çünkü hayatını kaplayan, belli belirsiz zamanlarda sızlatan belli belirsiz yaralar arkasını dönmüş gitmeye çalışıyor, biraz yorgun, biraz kırık, biraz senin gibi, biraz benim gibi söyleyeceği bir şey varsa da kolay değil, parçalanmış bir kere, çok kere, ne önemi var, olan her şey geçmişte ne rüyasındaki bahçe önemli artık, ne de adını verdiği gece, yürüyor yalnız, eski soğuk günler hatrına kaçık diyorlar, çığlıklar, rüzgarlar var sanıyorlar içinde, oysa bir parça köz kalmış o alevden sadece küçük bir penguen var, sonsuz beyazlıkta yürümeye çalışan, biraz yaralı, biraz senin gibi, biraz benim gibi youtube.com/watch?v=YZTbLNZ...
Reklam
Senin memleketin benim kalbim bi tek buradan gitmedin sen..
Ay gökyüzünde yalnız yaşarken birden bi yıldız çıkıp gelmiş hayatına. Ay bu yıldıza âşık olmuş daha aşkın ne demek olduğunu bile bilmeden. Gecesi gündüzü bu yıldız olmuş gökyüzünde sanki hiç bi yıldız yokmuş gibi, bütün dünyası bu oluvermiş. Sonra bir gün o yıldız kayıp gitmiş uzaklara ay tek başına kalmış yıllarca o yıldızın geri geleceği günü beklemiş. Her gece rüyalarında görmüş her sabah uyandığında kalbinin yarısını acırken bulmuş. Onu düşünmeden geçirdiği tek bi günü bile olmamış tam da umudunu kesmişken yıldız yeniden çıkıp gelmiş ay onu ilk gördüğü an daha kim olduğunu bilmeden aynı duyguları hissetmiş yüreğinde, rüzgar aynı çocukluğundaki gibi esmiş sanki, gökyüzü aynı çocukluğundaki kadar maviymiş tekrar. Yıldız: "Benim hiç memleketim olmadı, ben hiç bi yere ait olamadım." demiş ay'a. Ay içinden "senin memleketin burası" demiş. "Benim kalbim geldiğinden beri bi tek buradan gitmedin sen" demiş ve bunlar beraberken bi memleket olmuşlar toprak, merhamet, sevgi kokan...
Zübeyr Gündüzalp Ağabeyin Afyon Ağır ceza Hâkimliği Müdafaası
Afyon Ağır Ceza Hâkimliğine, Gizli cemiyet kurmak ve devletin emniyetini bozmak suçuyla müttehem bulunmaktayım. Aşağıda arz edeceğim vecihle böyle bir suçu işlemediğime kat’î kanaatiniz geleceği için bu ittihamı daha şimdiden reddediyorum. Evet, Risale-i Nur talebesi olduğumu memnuniyetle ve ilan edercesine söyleyebilirim. İnkâr etmek, Risale-i
Müslüman kardeşim ince bir ipin üstündeyiz. Atacağımız her adıma, söyleyeceğimiz her söze daha fazla dikkat etmeliyiz. Tarihi, bir hikaye olarak okumaktan öteye geçirmeli ve perspektifimizi geniş tutmalıyız. Zaman birlik vaktidir. Ülkemize daha fazla destek olmamız gerekmektedir. Nifak ve kışkırtıcı söylemlerle ana resimin gölgelenmesine izin
Ay gökyüzünde yalnız başına yaşarken bir gün bir Yıldız çıkıp gelmiş hayatına. Ay bu Yıldıza aşık olmuş. Daha aşkın ne olduğunu bile bilmeden. Gecesi gündüzü bu Yıldız olmuş, gökyüzünde sanki hiçbir Yıldız yokmuş gibi. Bütün dünyası bu oluvermiş. Sonra bir gün o Yıldız kayıp gitmiş uzaklara Ay tek başına kalmış. Yıllarca o Yıldızın geleceği günü beklemiş. Her gece rüyalarında görmüş. Her sabah uyandığında kalbinin yarısını acırken bulmuş. Onu düşünmeden geçirdiği tek bir günü bile olmamış. Tam da umudunu kesmişken Yıldız yeniden çıkıp gelmiş. Ay onu ilk gördüğü an daha kim olduğunu bilmeden aynı duyguları hissetmiş yüreğinde. Rüzgar aynı çocukluğundaki gibi esmiş sanki. Gökyüzü aynı çocukluğundaki gibi maviymiş tekrar. Yıldız benim memleketim olmadı demiş Ay’a. Ben hiç bir yere ait olmadım demiş. Ay içinden senin memleketin burası demiş, benim kalbim. Geldiğinden beri bir tek burdan gitmedin demiş. Ve onlar beraberken bir memleket olmuşlar. Toprak kokan, merhamet kokan, sevgi kokan bir memleket.
Reklam
Cengiz Aytmatov
. Aytmatov’la ilgili yapılan çalışmalarda onun için çok güzel sıfatlar söylendi. Bunlardan bazıları şunlardır: “Türk dünyasının yıldırım sesli manasçısı”, “Bozkırdaki Bilge”, “Modern Homer” Cengiz Aytmatov, aydın bir anne babanın çocuğu olarak 1928 yılında Şeker köyünde doğdu. Küçük yaştan itibaren Rusçayı öğrendi. Veterinerlik yaptı.
Daha aşkın ne demek olduğunu bile bilmeden...
Ay gökyüzünde yalnız başına yaşarken bir gün bir yıldız çıkıp gelmiş hayatına... Ay bu yıldıza aşık olmuş... Daha aşkın ne demek olduğunu bile bilmeden... Gecesi gündüzü bu yıldız olmuş, gökyüzünde sanki hiç bir yıldız yokmuş gibi bütün dünyası o oluvermiş... Sonra bir gün o yıldız kayıp gitmiş uzaklara.! Ay tek başına kalmış... Yıllarca bu yıldızın geri geleceği günü beklemiş, her gece rüyalarında görmüş, her sabah uyandığında kalbinin yarısını acırken bulmuş, onu düşünmeden geçirdiği tek bir günü bile olmamış... Tam umudunu kesmişken yıldız yeniden çıkıp gelmiş... Ay onu ilk gördüğü an daha kim olduğunu bile bilmeden aynı duyguları hissetmiş yüreğinde...! Rüzgar aynı çocukluğundaki gibi esmiş sanki, gökyüzü aynı çocukluğundaki gibi maviymiş tekrar... Yıldız benim memleketim olmadı demiş Ay'a, ben hiç bir yere ait olamadım demiş... Ay içinden : Senin memleketin burası demiş, benim kalbim, geldiğinden beri bir tek buradan gitmedin sen demiş ve onlar beraberken bir memleket olmuşlar... Toprak kokan, merhamet kokan, sevgi kokan bir memleket...! ~ GÖNÜL DAĞI
Normaller Ve Diğerleri: Huzur Dolu Bir Dünya İçin El Ele
Yazıya başlamadan önce burada yazılan her şeyin tamamen benim kişisel görüşüm olduğumu ve benimle aynı fikirde olmak zorunda olmadığınızı belirtmek istiyorum ve bu yazıyı okuduğunuz için teşekkür ediyorum. Bu yazıyı okumaya başlamadan önce okuyucularıma iki soru sormak istiyorum. Akıl hastanesi, hapishane veya amatem gibi herhangi bir yerde
Kuran’da YER KABUĞU ALTINDAKİ AKIŞKAN KATMAN betimlemesi
Carl Sagan “olağanüstü iddialar olağanüstü kanıtlar gerektirir” demişti. Evet, buna bizde katılıyoruz. Olağanüstü kanıtların dini literatürdeki ismi ise mucizelerdir. Bu yüzden Allah mucizeler göstermiş ve insanların en değerli hazinesi olan Allah’a iman ve kulluk ile onları karanlıklardan kurtarmıştır. Kamer-2 suresinde müşriklerin çeşitli
Reklam
BOTEVGRAD
Sadece 20 şiir yazarak, dünya şiir tarihine geçmek; Hristo Botev HAYRETTİN FİLİZ 12 Eylül 2016 “Uyandır tek tek her insanda, ey tanrım, gerçek özgürlük sevgisini, Taksın canını dişine dövüşsün, halkı ezenlere karşı bir savaş ki bu, amansız. Koma yaban ellerde sönsün yalım yalım yanan taşıdığım bu yürek. Sesim boşa gitmesin, sesim
Yeni Diyalektik
_Tanrı, ilk ateisttir. Ateistler _Tanrı, ilk masondur. Masonlar _Orospu çocuğu. Marques de Sade _Herkesin tanrısı kendine benzer. Yamyamların tanrısı bir yamyam; savaşçıların tanrısı bir savaşçı; hırsızların tanrısı hırsız; aşıklarınki de aşk tanrısı olacaktır. Ralph Emerson _Trakyalılara göre tanrı, sarışın ve mavi gözlüdür. Öküzlerin elleri
Oscar Wilde
Yaşamak yürek ister; belki de bu yüzden dünyaya gelenlerin çok azı yaşar. Çoğunluğu yalnızca yaşadığı günü kurtarır, var olmakla yetinir ve kendi varlığı altında ezildikçe ezilir. Değiştiremeyeceği gerçekleri olduğu gibi kabul etmek ve bu değişmezlikten kendine yeni bir yaşam sevinci oluşturmak da yürek ister; değiştirebileceğini değiştirmeye
115 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.