İlk kitaptan sonra seriye devam etmek konusunda tereddütleri olan arkadaşlar varsa hiç durmasın, son hız devam... Halka ilk kitaptan çok daha heyecan verici bir kitap... Yazarımızın "Yaratıcı" kitabında ortaya çıkardığı dünyaya hayran kalmıştım, bu kitapta da kurguya bayılacaksınız. Heyecanı bol, merak unsuru yüksek bir kitap olmuş.
Aslında 5 yıldızı kapabilecek bir kitapken şu saçma sapan aşk üçgeni olayı beni fena sıktı. Mevzu üçgenimiz de değil, içinde yer alan karakterler... Adelice'e aşık iki erkek... Biri Jost diğeri Erik... E sıkıntı nerde diyeceksiniz, ne de olsa çoğu seride bu durum var. Sıkıntımız şu ki bu iki karakter kardeş... Ve kızımız deyim yerindeyse ondan ona atlıyor. Öyle sadece duygusal anlar da paylaşmıyorlar, gayet öpüşüyorlar falan filan... Açıkçası beni okurken rahatsız etti. Onun dışında kitap gayet sürükleyici... Herkese iyi okumalar ;)
Sevmedim. Kurucunun Kızı kadar kötü olmasa da bu da pek iyi değildi. İlk bölümler çok iyiydi fakat sonrasına mantığım yetmedi. Şu iplik- dokuma- dokuma tezgahı olayı bir tek bana mı saçma geldi? Yazar bağlantıyı, insanların o sisteme nasıl bağlandığını açıklayamamış. Baştan sona dudak bükerek okudum. İnsanların hayatı nasıl oluyor da bir dokuma tezgahındaki ipliğe bağlı oluyor? Buna teknolojik bir detay eklemek zor muydu? Mesela iplikle insanlar arasında bağ kuran, onları yöneten bir algoritma- sahte şehirleri insanların gözüne ve algılarına işleyen bir verici ya da herhangi bir şey??? Bıktım; hayat böyle gerisini irdeleme temelli kurgulardan. Lütfen, distopya yazıyorsanız azıcık da olsa bilimi mantığı kullanın.
Kitabi yeni bitirdim ilk 60-70 sayfayi okurken cok sıkılmıştım ancak fantastik ögelere aksiyon da eklenince son sayfalar su gibi akti. Konu hayli ilgi cekiciydi. Yaratilan yeni dunyada _ki Arras diye adlandiriliyor_ bir yaratici var. Ve gerekli hammadde ile Arras'taki yasami duzenliyor. Ancak yaratici tum kararlari almiyor. Karar mercii var ya da denetleme kurulu diyelim bu da erkeklerden olusuyor. Dokumacilar ise bayanlardan olusuyor. Arras'taki duzeni saglamak dokumacilarin elinde. Gida,hava vb birimlerden sorumlu dokumacilar var. Hikaye ise 'Adelice' adli 16 yasindaki genc bir kizin 'dokumaci'olarak kesfedilmesinden sonra yasananlar uzerine kurulmus. Devam kitaplarini da okuyacagim. Ilgi cekici buldum. Distopya sevenlere tavsiye edebilirimm
Uzun zaman sonra okuduğum yeni bir fantastik-distopya romanıyla geldim. Gennifer Albin’i ilk defa okudum. Normalde fantastik romanları okumayı ve dizi-filmleri seyretmeyi çok severim fakat bu kitabı olay örgüsünden dolayı pek sevemedim. Bu kitap seri şeklinde 2. kitabı da “Halka” bu kitabı sevemediğim için 2. kitaba da şans vermeyi pek düşünmüyorum.
Kitapta ki, dokumacı, yaratıcı, tezgah gibi kelimeleri pek konu ile bağdaştıramadım. Sürekli bu kelimelerin kullanılması konuyu birleştirmek yerine daha çok dağıtmak gibi bir görev üstlenmiş gibiler.
Eserimizde baş karakterimiz Adelice isminde genç bir kız. Adelice olağandışı bir yeteneğe sahiptir. Ailesi ise dokumacı adı verilen bir grubun bunu keşfetmemesi için uğraşır.
Bütün yaşamı pamuk ipliğine bağlı olan Adelice ülkesi Arras’ı sonsuza kadar koruyacak mı yoksa yerle bir mi edecek?
Okuduğunuzda bu sorunun cevabını alacaksınız.
İyi Okumalar :)
Kitaba fazla bir beklentiyle başladığım için, beni doyurduğunu söyleyemem. Kesinlikle mükemmel bir konusu var, müthiş bir 'yaratıcılık', ancak olaylar bunu biraz heba etmiş diyebilirim. Ne, nasıl olabilirdi emin değilim, ama böyle olmamalıydı. Yazar yeni bir dünya yaratmayı başarmış, bunu kullanmayı ise başaramamış. Öte yandan boş zamanınız varsa, sıkıntı gidermek için okunabilir nitelikte.