Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Devlet kurumuna şöyle bir bakacak olursak, genel anlamda bir ereğin tarihsel gerçekliğinin öznel öğesi üzerine olan bu açıklamadan şu sonuç çıkar: kendi genel erekleriyle vatandaşlarının kişisel ilgilerinin birleşmiş olduğu, birinin tatmin ve gerçekleşmesini ötekinde bulduğu bir devlet, bu bakımdan, iyi düzenlenmiş içten güçlü bir devlettir. Bu, çok önemli bir noktadır. Ama bir devlette bu birleşme sağlanana kadar, anlağın uzun çabalarını gerektiren birçok öğütlenmeye, ereğe uygun düzenlemelere gerekseme vardır, ayrıca tutkularla çarpışıp bunları güç ve sıkıcı bir disipline sokmak gerekir. Böyle bir birleşmenin sağlandığı an, devlet, tarihindeki en parlak, erdemli, güçlü ve mutlu dönemi yaşar.
Kendisinin bilincine varma —çünkü kavramı gereği, özgürlük kendini bilmedir— ve böylece kendi gerçekliğine erişmenin sonsuz zorunluluğunu kendi içinde taşıyan, yine özgürlüğün kendisidir. O, kendi kendisinin ereğidir. Tinin biricik ereğidir.
Reklam
Tin ne eylerse özüne uygun eyler, kendisini kendinde olduğu, şey yapar, kendini eyleme, yapıta dönüştürür: böylece kendi kendisinin nesnesi olur, kendisini kendi önüne varoluş diye koyar. Halkın-tini böyledir. Eylemi, kendini, varolan hem de uzamda varolan bir dünyaya dönüştürmektir: dini, kul- tus'u, töreleri, görenekleri, sanatı, anayasası, politik yasaları, eğilimlerinin bütün kapsamı ve eylemleriyle kendi yapıtıdır — işte halk budur. Birey bu durumda halkı zaten hazır, olmuş bitmiş bir dünya olarak bulur, ona düşen buna katılmaktır. İşi bu tözsel varlığı kendinsemektir, öyle ki sonunda kendi varlık tarzı, kendi yatkınlığı ortaya çıksın, o da bununla var olsun.
Tinin tözü özgürlüktür. Tinin tarih, sürecindeki ereği böylece söylenmiş oluyor: öznenin özgürlüğü. Yani ereği kendi vicdanına ve ahlakına sahip olmasıdır, öznenin sonsuz değer kazanmasını ve bu sonsuzluğun bilincine varmasını sağlayacak genel ereklere sahip olmasıdır. Dünya-tinin ereğinin içerdiği bu töze herkesin özgür olmasıyla erişilir.
"Evrensel zihin değişmeden duramaz. İşimiz tam da bu evrensel zihinle."
Sayfa 24
İnsan olması gerektiği şeyi yalnızca eğitim ve terbiye yoluyla olur. Dolaysız olarak olduğu şey, yalnızca usun, özgür olmanın olanağıdır, yalnızca gerekirlik belirlenimidir. Hayvan gözünü açıp kapayacağı kadar bir süre içinde yetişimini tamamlar: ancak bunu doğanın hayvana bir lütfü sanmamalı. Hayvanın büyümesi yalnızca sayısal bir güçlenmedir. Buna karşılık insan olması gerektiği şeyi kendisi olmalıdır: tam da tin olduğu için, herşeyi ilkin kendisi kazanmalı, doğallığını silkinip üzerinden atmalıdır. Öyleyse tin kendi kendisinin sonucudur.
Reklam
92 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Hegel’i bir felsefeci olarak okumadan da sevmiştim. Ama bu kitapta sanat hakkındaki görüşlerini ve özsel tarafsız eleştirilerini okuduktan sonra daha da çok sevdim. Felsefe hakkında hiç bir bilgisi olmayan bir kişi için ağır ve anlaması zor bir kitap olabilir. ‘Tin’ , ‘idea’ , ‘Töz’ kavramlarını kendi anlam bütünlüğüne göre yorumlayan Hegel, bu kavramları sanat içerisinde düzenli başlıklar altında inceliyor ve sanatın derinlerine kadar nüfuz ediyor. O kadar çok incelemesi var ki hangisinden başlayacağımı bilemiyorum. Sanatı, şiir, edebiyat, resim, heykel gibi sanatın bölümlerini kendi tözümüze indirgiyor. Tin kavramını ortaya çıkarmadığımız, içimizde kalan, yüzeye çıkmayan tehlikeli bir dürtü olarak görüyor. Ne zamanki o tin özselliğilini ortaya çıkarırız o zaman özgür ve kendini gerçekleştirmiş bir birey oluruz. Bu kavramı Shakespeare’in karakterlerini örnek vererek açıklıyor. Genelinde ortaya çıkan kaderci bireylerin olayların akışına ve başlarına gelen olayları sanki kendi eylemleri değilde kader çizgisi içerisinde kabullenerek yaşıyorlar bu da tin kavramını ortaya çıkarmadan, eylemlerimizin sonuçlarını kadere malederek yaşıyorlar. Çok yönlü bir ataştırma ve gözlemde bulunması Hegel’i daha çok sevmeme sebep oldu.
Estetik
EstetikGeorg Wilhelm Friedrich Hegel · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2020188 okunma
‘[Romantik sanatın] bütün içerik[i] tinin içsel hayatında, duyguda, tasarımda, yürekte toplanır; hakikat ile birliğe erişmeye çabalayan yürek, ilahi-olanı öznede meydana getirmek ve muhafaza etmek için uğraşıp didinir ve şimdi yürek dünya adına dünyadaki amaçları ve girişimleri başaramayabilir, ama buna karşılık insanın kendisiyle iç kavgasını ve insanın Tanrı’yla uzlaşmasını biricik özsel girişimi olarak alır; ve yalnızca kişiliği ve kişiliğin korunmasını, bu amaçla yönelik düzenlemelerle sunuma getirir.’
‘Gezegenlerin hareketi vb, dışsal bir itilim olarak ve cisimlerin kendilerine yabancı bir şey olarak görünmese bile, bu hareket yine de sabit bir yasaya ve bu yasanın soyut zorunluluğuna bağlıdır.’
‘ idea’nın ilk varoluşu doğadır ve güzellik doğa güzelliği olarak başlar.’
Reklam
"Her halk kendi tarihini kültürsüzlük ve barbarlıkla başlattı ; sayısız denemelerden geçti ve her ne kadar kendi bilgisizliği içinde kendi kötülüklerini artıracak araçlar kullandıysa da, varlık koşullarını iyileştirmeye çalıştı. Însanlar çalışmakla, savaşımla, acılarla ve başarısızlıklarla geçen yüzyılın pahasına, kendi kültürlerini zihinselleştirerek ve yaşam biçimlerini akıllaştırarak ağır ağır eğitildiler. Îstilalar, sivil savaşlar, dinsel fanatizmler yüzünden yıkımlar ortaya çıkabilir, insanlık ilkel barbarlığa yeniden düşebilir."
Sayfa 32 - cem
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.