Acımızı başkalarının yüreğine bir köprü -farklılıklarımızın üzerinden geçip bizi insanî acının müşterekliğinde birleştiren bir köprü- olarak görebilir miyiz?
Sayfa 247Kitabı okudu
Beklenti açığı ne denli büyük olursa,çektiğimiz duygusal acı da o denli büyük olacak.
Sanki zihnimiz kendi kafasına göre çalışmaktadır;görünen o ki bize faydası olup olmayacağına bakmaksızın,canı ne isterse onun hakkında gün boyu konuşmaktadır.Geçmişte kalan acıların üzerinde durmaktan,geleceğe dair kaygılanmaktan veya hâlihazırda beklenti açığını takıntı yapmaktan özellikle hoşlanıyor gibi görünmektedir.
Sayfa 64Kitabı okudu
Dr. Elisabeth Kübler-Ross "kederin beş aşaması"nı inkar,öfke,pazarlık,depresyon ve kabul olarak tanımlamıştır.
Sayfa 27Kitabı okudu
İşte size üzerinde düşünmeniz için birkaç soru:
1- Hayatınızda ne olursa olsun, her zaman sizin yanınızda olacak kişi kimdir?
2- Acınızı dünya üzerinde herkesten daha iyi anlayabilecek, doğrulayabilecek ve empati kurabilecek kişi kimdir?
3- Sizin ne kadar acı çektiğinizi gerçekten bilebilecek tek kişi kimdir?
Sizsiniz!
Sayfa 50Kitabı okudu
Havel'in hiçbir politik program ortaya koymaması pek şaşırtıcı olmasa gerek. O, daha çok, "anti politik politika; 'aşağıdan' politika; aygıtın değil, insanın politikası; bir tezden değil, yürekten gelen politika" çağrısı yapmaktadır. Havel alternatif bir ideoloji öneremezdi ve tutarlı kalarak önermedi de. Onun yerine, tam aksi bir istikamette yol aldı: Tekrarlayacak olursak, tek tek insanlar için daha iyi bir hayat, daha iyi bir "sistem"e yol açacaktır, tersi değil. Şimdiye kadar, bir dizi kavram tasarlayıp onları gerçeğin suratına çarparak hiçbir somut değişim başarıldığı görülmemiştir. Gerçek suratına çarpan tokadı iade eder, hem de daha şiddetli bir biçimde. Sanki koltuğumuza yaslanıp sadece gerçeğe aklımıza esen herhangi bir yapıyı dayatabilirmişiz gibi, hangi yönetim biçiminin "en iyi" olduğuna dair yürütülen bütün tartışmalar saçmadır.
