Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
" Olumlu düşünmeyi öğrenmek ,yeni lisan öğrenmeye benzer; yabancı bir dili konuşmaya başlamak ,size ana dilinizi unutturmayacaktır."
Şimdi şunu bir düşünün: Zihniniz hangi sıklıkta suçluluk duygusu, korku , öfke , kaygı, üzüntü, hayal kırıklığı veya çare­ sizlik hisleri uyandıran hikayelerle sizi gece uyutmuyor veya gününüzün büyük bölümünü tüketiyor? Hangi sıklıkta sizi suçlama, gücenme, endişe veya pişmanlık temalı hikayelerin içine çekiyor? Hangi sıklıkta sizi strese sokuyor, geriyor, kızdı­rıyor ve ya kaygılandırıyor ve durumunuzu daha da zorlu hale getiriyor?
Reklam
Şüphe yok ki düşünebilme yeteneği müthiş derecede değerlidir ve yaşam kalitemize çok büyük katkısı vardır. Düşünme yeteneği olmadan kitapları, filmleri, müzik veya sanat eserlerini ne yaratabilir ne bunların keyfi ne varabilir, ne keyifli hülyalara dalabilir ne de gelecek için planlar yapabilir veya sevdiklerimizle duygularımızı paylaşabiliriz.
DUYUYOR MUSUNUZ? Kafanızın içindeki o sesi? Hani şu hiç susmayan ses? "Sesler duyan" kimselerde bir anormallik olduğuna dair yaygın bir yanlış kanı vardır ama hepimizin kafa­sında en az bir adet ses vardır ve çoğumuzda da bir hayli çok ses vardır! Örneğin, çoğumuz zaman zaman mantığın sesi ile fela­ketin sesinin ya da intikamın sesi ile merhametin sesinin zih ­nimizdeki tartışmasına tanık olmuşuzdur. Ve hepimiz de "içi­mizdeki eleştirmen" diye bilinen o yargılayıcı sese aşinayızdır.
Gününüzü o gün ne kadar hasat kaldırdığınızla değil , o gün ne kadar tohum ektiğinizle değer lendirin.
Acınızı veya uyuşukluğunuzu usulca elinize alın. Onu ağlayan bir bebekmiş gibi, inleyen bir yavru köpek gibi veya paha biçilmez bir sanat eseri gibi tutun. Sanki değer verdiğiniz bir kimseye uzanır gibi bu na­zik hareketinize şefkat ve sıcaklığınızı verin.
Reklam
Çoğumuz kendimizi kabul etmede, kendi kıymetimizi bilmede, kendimizi koruyup desteklemede, kendi­mize cesaret vermede ve iyi davranmada pek başarılı sayılmayız. Bunlardan ziyade, kendimize yükleniriz, kendi kendimizi acıma­ sızca eleştiririz ve ya ihmal eder ve kendimizden vazgeçeriz.
Yani eşsiz bir konumdasınız. Hayatınızda işler ne kadar ters giderse gitsin, siz hep oradasınız. Kimse olmasa bile siz varsınız ve yardım etmek için her zaman yapabileceğiniz bir şeuler var (zihniniz bunu yapamayacağınızı söylese bile).
İşte size üzerinde düşünmeniz için birkaç soru: 1-Hayatınızda ne olursa olsun, her zaman sizin yanınızda olacak kişi kimdir? 2-Acınızı dünya üzerindeki herkesten daha iyi anlayabile­cek, doğrulayabilecek ve empati ku rabilecek kişi kim­ di r ? 3- Sizin ne ka dar acı çektiğinizi gerçekten bilebilecek tek kişi kimdir?
Çoğumuz acı çekerken çözümler veya yöntemler aramaya, durum hakkında farklı bakış açıları geliştirmeye hazır hisset­meden önce anlaşılmak, kabul edilmek ve umursanmak isteriz.
Reklam
556 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
90 günde okudu
ACT'ı Kolay Öğrenmek; Kabul ve Kararlılık Terapisi müdahale yaklaşımını detayları ile işleyen yalın ve sade anlatımı, zengin görüşme örnekleri, metaforları ve danışanlara uygulanan yaşantısal egzersizler içeren uygulamaları,zorlayıcı bir yanıtı etkin bir tutum ile karşılama konusunda ele alınan temel becerileri ile ruh sağlığı uzmanları ve
Act'i Kolay Öğrenmek
Act'i Kolay ÖğrenmekRuss Harris · Litera Yayıncılık · 2016105 okunma
Her ne kadar bu kişi sahiden bana yardımı olacak bir şeyler söylemeye çalışsa da çok erken konuşmuştu; ilk önce acımı anlamak veya benle empati kurmak için bir girişim­ de bulunmamıştı. Bu nedenle, ne çektiğimi anladığına dair bir işaret görmemiş, destek gördüğümü veya önemsendiğimi his­setmemiştim. Kulağıma samimiyetsiz, anlayıştan ve şefkatten uzak bir söz gibi gelmişti ve öfkemin ötesinde, derinden incin­miş ve üzülmüştüm.
Senin yanındayım, seni önemsiyorum, seni kabul ediyorum, seni anlıyorum, acı çekti­ğini görüyorum ve yardım etmek istiyorum. Bu mesajı karşı iletmenin birçok yolu vardır ve bunların bir kısmı diğer­lerinden daha dokunaklıdır.
Büyük bir beklenti açığı ile karşılaştığımızda görürüz ki ba­zı insanlar acımıza şefkatle yaklaşır ama heyhat, böyle yaklaş­mayan da çok olur. Canınızı çok yakan, sizi çok inciten veya sarsan bir olayla en son ne zaman karşılaştınız? Size gerçekten sevildiğinizi, desteklendiğinizi, kabul edildiğinizi ve anlaşıldığı­nızı hissettiren ne tür tepkiler aldınız?
GERÇEK SİZE SERT BİR TOKAT ATIP sizi salladı­ğında, sevdiğiniz insanlardan ne istersiniz? Çoğumuz aşağı yukarı aynı şeyi isteriz: Gerçekten bizi önemseyen, bizi anla­mak için zaman ayıran, acımızı görüp ne kadar çok sıkıntı çek­tiğimizin farkında olan, bizim yanımızda olmak için zaman yaratan, bizden neşelenmemizi veya her şey yolundaymış gibi davranmamızı beklemeksizin duygularımızı paylaşmamıza izin veren, bize destek olan, bize iyi davranan ve yardım etmek iste­yen, yaptıkları ile yalnız olmadığımızı ortaya koyan birinin ora­ da olduğunu bilmek isteriz.
787 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.