Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsan zihni kendi sınırlarını dünyaya dayat­maktadır; kendi sınırlarının ötesinde akıl yürütme iddiasında bu­lunursa da, çözülmez çelişkilere takılıp kalmaktadır. Ama gücü­müzü de bu daralmadan almaktayızdır: Algıladığımız dünya, ta­nımı gereği mantığımızın kurallarına uyar, çünkü bilinemez bir gerçekliğin zihnin mimarisi içinde kırılmasından ibarettir.
... gerçekliğin tanımı, tanımlayanın duyarlılığına göre değişiyordu.
Sayfa 124 - AyrıntıKitabı okudu
Reklam
"Bilimsel önsezi ve hipotezlerin doğrulanabilir veriler düzeyine erişme sürecine ve bu süreç içinde standartların titizlikle tatbik edilişine aşina olmayanlar için bir bilimci, bir peygamber ya da rahipten farklı görünmeyebilir. Oysa işin aslı bambaşka: Bilimsel yöntem, doğal dünyayı açıklamak üzere önerilen her tür mekanizmanın, diğer bilimcilerce büyük bir dikkatle büyüteç altında irdelenmesi ve eleştirilmesi üzerine kuruludur. Dini dogmanın aksine, bilimci bir şeyin doğruluğuna ne denli gönülden inanırsa inansın, uygulanabilir tüm testlerden geçirilmediği sürece sahip olduğu inanç, gerçekliğin doğru bir tanımı olarak kabul edilmez. Nihai yargı ise daima doğaya aittir ve yüce zihinler, ancak doğanın işleyişini sezmenin ardından, haklılıkları inceleme ve kanıtlarla ispat edildiği sürece yücedir."
NTV Yayınları - VII. Carolyn Porco
Elçi
Toplum her an iletişim halindedir ve bu sayede yaşayan bir olgudur. Yaşayan bir gerçekliğin tanımı ise asla yapılamaz ve onunla ilgili tüm yargılar da anbean bir değişim süreci içerisinde olacağı için Yanılma payı oldukça yüksektir.
Sayfa 71 - ilya yayıneviKitabı okudu
İnsan zihni kendi sınırlarını dünyaya dayatmaktadır; kendi sınırlarının ötesinde akıl yürütme iddiasında bulunursa da, çözülmez çelişkilere takılıp kalmaktadır. Ama gücümüzü de bu daralmadan almaktayızdır: Algıladığımız dünya, tanımı gereği mantığımızın kurallarına uyar, çünkü bilinemez gerçekliğin zihnin mimarisi içinde kırılmasından ibarettir.
Sayfa 97
Tanımı nedir mutluluğun? O çok bilenlere sorma sakın. Hele düzene tapanlara asla sorma. Onlar ki hayatın süregelen sürprizlerine kapalı, beyinleri ve kalpleri küçülerek büyüyenlerdir. Onlar yaşamadan yaşlananlardır. Tanımı nedir mutluluğun? Kim olduğunu, ne istediğini, büyük arzunu bilmektir. Ben olmaktır. Yani herkese göre değisir. Tektir eşsizdir. Yaşam denen gerçekliğin bize sunduğu parmak izidir. Kendini gerçekten tanıdıpında yaşadığın ne olursa olsun gerçekten mutlu olacağını unutmamalı. Mutluluk varılması gereken bir nokta değildir. Kabul etmektir. Ben olmaktır. Şimdiyi tatmaktır.
Reklam
Tanımı nedir mutluluğun? Kim olduğunu, ne istediğini, büyük arzunu bilmektir. Ben olmaktır. Yani herkese göre değişir. Tektir, eşsizdir. Yaşam denen gerçekliğin bize sunduğu parmak izidir. Mutluluk varılması gereken bir nokta değildir. Kabul etmektir. Şimdiyi tatmaktır.
Onlarla birlikte çalışmış olsa böyle bir projeye atılamayacağını ima etti. Bugün fizikçiler, enerji ve maddenin kuantum düzeyindeki garip davranışı veya gözleme, gerçekliği kısmen yaratma gücü atfeden ünlü Kopenhag Yorumu karşısında hala rahat değiller. Gerçekliğin varlığının gözleme bağlı olduğuna hakikaten inanan bilim insanları ender çıkıyor ve
Bilimsel yöntem, doğal dünyayı açıklamak üzere önerilen her tür mekanizmanın, diğer bilimcilerce büyük bir dikkatle büyüteç altında irdelenmesi ve eleştirilmesi üzerine kuruludur. Dini dogmanın aksine, bilimci bir şeyin doğruluğuna ne denli gönülden inanırsa inansın, uygulanabilir tüm testlerden geçirilmediği sürece sahip olduğu inanç, gerçekliğin doğru bir tanımı olarak kabul edilmez. Nihai yargı ise daima doğaya aittir ve yüce zihinler, ancak doğanın işleyişini sezmenin ardından, haklılıkları inceleme ve kanıtlarla ispat edildiği sürece yücedir.
Sayfa 15
İlk Hikaye Anlatıcılar
CAMPBELL: Tanrı’nın pek çok filozof tarafından tekrarlanan bir tanımı vardır. Tanrı, merkezi her yer olan ve sınırı hiçbir yerde olmayan -duyuların değil aklın bilebildiği- kavranabilen bir âlemdir. Merkezde ise, Bill, tam oturmakta olduğun yer. Diğer merkez ise burada benim oturduğum yer. Her birimiz bu gizemin birer tezahürüyüz. Bu size, kim ve ne olduğunuz anlayışını bir şekilde veren mitolojik bir farkına varış. MOYERS: Yani bir metafor, gerçekliğin bir imgesi. CAMPBELL: Evet. Merkezin aynı zamanda karşınızdaki insan olarak tam karşınızda durduğunu fark etmezseniz bu, ham bireycilik olarak da tercüme edilebilir. Birey olmanın mitolojik yolu budur. Merkezdeki dağ sizsiniz ve merkezdeki dağ her yerdedir.
Sayfa 122 - MediaCat Kitapları; 1. Baskı: Eylül 2017Kitabı okudu
78 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.