Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Sen, sen olarak yok olmak zorundasın, o zaman gerçek ortaya çıkar. Gerçeğin ne olduğuna dair hiçbir fikre sahip değilsin, rüyalarında bile. Sen gerçek dışısın ve gerçek dışılıkta yaşıyorsun. Rüyalarda yaşıyorsun, uykuya dalmış vaziyettesin. Uyanışın nasıl bir şey olacağını kavrayamazsın. Yalnızca bir tek şey söylenebilir: Bildiğin hiçbir şeyi
"İşte burada gerçekliğin bir tanımı: En üst derecede tutkulu içselliğin uygunluk-sürecine dayanan nesnel belirsizlik gerçektir ki bu varolan bir birey için elde edilmesi olası en yüksek gerçekliktir." (Kierkegaard, "Bilimsel Olmayan Eklentiyi Sonlandırırken")
Reklam
OLİGARŞİK KOLEKTİVİZMİN TEORİ VE PRATİĞİ, Emmanuel Goldstein Birinci Bölüm Cehalet Güçtür. Bilinen tarih boyunca, olasılıkla Neolitik Çağ'ın sona ermesinden bu yana, dünyada üç tür insan olagelmiştir: Yüksek, Orta ve Aşağı. Bunlar kendi içlerinde de pek çok alt bölüme ayrılmışlar, sayısız ad taşımışlar, sayıları ve birbirlerine karşı
Can
Aynı zamanda kelimelerin ön-"ıkna sağlayabildiğini hatırlamamız gerekir. Kullandığımız kelime vé isimler sonunda sosyal dünyamızı tanımlar ve oluşturur. Gerçekliğin bu tanımı düşüncelerimizı, duygularımızı ve hayal dünyamızı yönlendirip hareketlerimizi etkiler. Belki de kelimelerin gücünü en iyi Hitler'in propaganda bakanı joseph Goebbels nitelemiştir: Yeterli derecede tekrar edildiği ve ilgili insanların psıkolojileri yeterince iyi anlaşıldığı takdirde bir karenin aslında bir çember olduğunu kanıtlamak imkânsız değildir. Bir kare ve bir çember nedir ki? Sadece kelimeler ve kelimeler gizli fîkirleri sarmalayıncaya dek yoğrulabilirler.
GERÇEKLİĞİN TANIMI
Nesnel eyleme muktedir olana yalnızca gerçek denilmez, mutlak gerçek de denir.
GERÇEKLİĞİN TANIMI
Akıl mutlak değildir, yalnızca nesnel eylem veya deney gerçekliğinin ölçütüdür.
Reklam
birbirileri ile çatışmayı sürdürdükleri sürece birbirine yaslanmış 3 Ekin demeti gibi birbirlerine ayakta tutarlar her zamanki gibi 3 Devleti'nin Egemen kesimleri ne yaptığının hep farkındadır hem de farkında değildir yaşamlarını dünyayı fethetmeye aramışlardır ama aynı zamanda bilirler ki savaşın sonsuza dek ve zafere bulaşmadan sürüp gitmesi
Sayfa 228 - CAN YAYINLARI
Merleau-Ponty'nin sözleriyle: Nesnelerin derinliğini, kayganlığını, yumuşaklığını, sertliğini görürüz; Cezanne kokulannı bile gördüğümüzü iddia etti. Eğer ressam dünyayı ifade edecekse, renklerinin düzeni bu bölünmez bütünü beraberinde ta- şımalıdır; yoksa resmi, şeylerin yalnızca ipucunu verecek ve anlan, bizim i{in gerçekliğin tanımı olan karşı konulmaz bütünlükleri, buradalıklan ve ötesine geçilemez doluluklan içinde veremeyecektir.
İlk Hikaye Anlatıcılar
CAMPBELL: Tanrı’nın pek çok filozof tarafından tekrarlanan bir tanımı vardır. Tanrı, merkezi her yer olan ve sınırı hiçbir yerde olmayan -duyuların değil aklın bilebildiği- kavranabilen bir âlemdir. Merkezde ise, Bill, tam oturmakta olduğun yer. Diğer merkez ise burada benim oturduğum yer. Her birimiz bu gizemin birer tezahürüyüz. Bu size, kim ve ne olduğunuz anlayışını bir şekilde veren mitolojik bir farkına varış. MOYERS: Yani bir metafor, gerçekliğin bir imgesi. CAMPBELL: Evet. Merkezin aynı zamanda karşınızdaki insan olarak tam karşınızda durduğunu fark etmezseniz bu, ham bireycilik olarak da tercüme edilebilir. Birey olmanın mitolojik yolu budur. Merkezdeki dağ sizsiniz ve merkezdeki dağ her yerdedir.
Sayfa 122 - MediaCat Kitapları; 1. Baskı: Eylül 2017Kitabı okudu
Psikiyatri mi hasta, insanlar mı?
Dış gerçekliğin ya da kısacası gerçekliğin tanımı, tanımlayanın duyarlılığına göre değişiyordu.
Sayfa 124Kitabı okudu
Reklam
Dış gerçekliğin doğası anlaşılmaz kalıyordu. Bilimin erkekleri, kadınları ve çocukları veriler önünde boyunlarını bükmek zorunda kalıyordu ister istemez. Dış gerçekliğin ya da kısacası gerçekliğin tanımı, tanımlayanın duyarlığına göre değişiyordu.
Sayfa 124Kitabı okudu
Schenker’in müziğin daha sütün bir gerçekliğin insan dünyasına yönelik saldırısını simgelediğine olan inancı oldukça gerçekçi bir inançtır. “Müzik” der “”dahi besteciyi deyim yerindeyse bir aracı olarak ve kendiliğinden kullanır.” Schenker’e göre dahi bestecinin tanımı budur
Özgür İrade Hakkında...
Liberaller insanların özgür irade sahibi olduğuna inandıkları için bireysel özgürlüklere çok değer verirler. Liberalizm seçmenin ya da müşterinin neden-sonuç bağlamında deterministik kararlar verdiğini düşünmediği gibi tamamen rastlantısal davranışlar sergilediğine de inanmaz. İnsanlar doğal olarak dış etmenler ve tesadüflerden etkilenir ama günün
Sayfa 293
İdeoloji, bizi kendisinin “doğruluğuna” ikna etmesi amaçlanan, ama aslında ikrar edilmemiş, tikel bir gücün çıkarlarına hizmet eden bir öğreti, bir fikirler, inançlar, kavramlar topluluğudur. Habermas’a göre ideoloji sistematik olarak çarpıtılan bir iletişimdir. İkrar edilmeyen toplumsal çıkarların etkisiyle “resmi” kamusal anlamını gerçek
Gerçekliğin tek bir tanımı ya da ifadesi olamaz. Bir açıdan yanlış olan başka bir açıdan doğru olabilir. Güneşin doğudan doğup batmasına dair anlatı romantikler, edebiyatçılar için olduğu kadar kutsal metinler için de önemli bir vâkıâdır. Ne var ki, fen bilimcilere göre, güneşin doğup batması diye bir şey söz konusu değildir. Güneş hep durduğu yerde durur, dünya onun etrafında döner. Lakin insan hayatına yansıyan kısmı güneşin dönüyor görünmesidir ki, günler, aylar ve yıllar buna göre hesaplanır. Burada fiziksel gerçekliğin dönmeyen bir güneş olması neyi değiştirir ki?
Sayfa 951 - İnsan Yayınevi / Cengiz Batuk / Mit-olojiKitabı okuyor
78 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.