Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Birgül

Birgül
@gercekperest
Sabitlenmiş gönderi
10/10
En çok korktuğu şey hayaldi. Bu ikiyüzlü yol arkadaşı, bir bakıma dost, bir bakıma düşman ; inanmadığın zaman dost, tatlı akışına kapılıp gittiğin zaman düşman.
Sayfa 198Kitabı okudu
Reklam
Bazen insanın kendisini içinde bulduğu durum, onun kendi kaderini eylemiyle değiştirmesini gerektirir.
Gerçekten ihtiyaç duyduğumuz şey, hayata yönelik tutumumuzun değişmesidir. Kendimizin de bunu öğrenmesi ve dahası umutsuz insanlara hayattan ne beklediğimizin önemi olmadığını, önemli olanın hayatın bizden ne beklediği olduğunu öğretmemiz gerekir. Hayatın anlamını sorup durmak yerine ,kendimizi her gün ve her saat yaşam tarafından sınan insanlar olarak düşünmemiz gerekir. Cevabımız sözle ve meditasyonla değil, doğru eylem ve doğru tavırla olmalıdır.Hayat ,nihai olarak sorunlara yönelik doğru cevaplar bulmak ve her bireyin sürekli karşısına çıkardığı görevleri tamamlamaktır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
şiddetli hayal kırıklığı :(
İnsanın zihinsel durumu (cesareti ve umudu veya bunların yokluğu ) ile bağışıklığı arasında ne kadar sıkı bir bağ olduğunu bilenler, ani umut ve cesaret kaybının ölümcül bir etkisi olabileceğini kavrayabilirler.Arkadaşımın asıl ölüm nedeni, beklenen özgürleşmenin gerçekleşmemesi ve şiddetli hayal kırıklığıydı.
Geleceğe ( geleceğine ) yönelik inancını yitirmiş bir tutsak mahvolmuştur.
Reklam
...o anın ıstıraplarının ötesine geçmeyi başarmış ve onları geçmişte kalmış şeyler olarak gözlemlemiştim
Sadece geleceğe bakarak yaşayabilmesi insana özgü garipliklerden biridir.Bu da bazen zihnini bu görev için zorlaması gerekse de varoluşunun en zorlu anlarındaki kurtuluşudur.
Anahtar
Bu insanlar ,insana kendisinin ötesinde bir manevi büyüme olanağını sağlayanın, çoğunlukla istisnai zorlukta bir dışsal durum olduğunu unutmuşlardı. Kampın zorluklarını içsel güçlerine yönelik bir sınama olarak görmek yerine hayatı ciddiye almamaya ve onu hiçbir anlamı olmayan bir şey gibi görmeye başlıyorlardı. Gözlerini kapatarak geçmişte yaşamayı tercih ediyorlardı.Bu insanlar için hayat anlamsız hale gelmişti.
Gelecekte bir hedef göremediği için kendini çöküşe teslim eden bir insan , geçmişe dönük düşüncelerle meşgul olmaya başlar. Başka bir bağlamda ,şimdiki zamanı tüm dehşetiyle daha az gerçek kılmak için geçmişe bakma eğiliminden bahsetmiştik ancak bugünü gerçekliğinden soyutlamak belli bir tehlike içeriyordu. ..."Geçici varoluşumuzu " gerçek dışı kabul etmenin kendisi, tutsakların hayatla bağını yitirmesine sebeb olan en önemli faktörlerden biri haline geliyordu;her şey bir şekilde anlamsızlaşıyordu.
Thomas Mann'ın Büyülü Dağ kitabında geçen psikolojik tespit
...hastaneden ne zaman taburcu olacağını bilmeyen veremlilerin manevi gelişimlerini inceler. Onlar da benzer bir varoluş durumundadır: Geleceksiz ve hedefsiz .
Reklam
İşsiz kalmış madenciler üzerinde yapılmış bir çalışma, onların işsizlikten kaynaklanan bir tür zaman (içsel zaman )algısı sorunu yaşadığını ortaya koymuştur. ...Kampta küçük bir zaman dilimi,örneğin bir gün, işkence ve eziyetlerle dolu olduğu için sonsuz görünür.
Tutunmak
Tutsaklara yönelik psikolojik gözlemler, sadece ahlaki ve manevi benliklerine sıkıca tutunmayanların eninde sonunda kampın aşağılayıcı etkilerine kurban olduklarını göstermiştir. Burada sorulacak soru , bu "sıkıca tutunmayı" neyin sağlayabileceği ya da sağlaması gerektiğidir...
İnsan her yerde kaderle yüzleşir ve kendi ıstırabından bir şeyler kazanma şansını elde eder .
Onların çektiklerine değdikleri açıktı ; ıstıraplarına katlanma biçimleri gerçek bir içsel kazanımdı.
Her zaman bir seçim yaparız.Her gün, her saat bizi öz varlığımızdan ,içsel özgürlüğümüzden soyutlamakla tehdit eden güçlere boyun eğmeye ya da eğmemeye yönelik bir tercih sunulur bize ve bu da özgürlük ve onurumuzdan vazgeçerek, tipik bir kamp sakinine dönüşüp koşulların oyuncağı olup olmayacağımızı belirler.
Ben de hem aç hem yorgunken öfkeye kapıldığımda yumruklarımı sıktığımı fark ediyordum.
2.016 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.