Soğuk kış gecelerinin birinde, her gün bir-ikisine bindiğim otobüslerden birinin içinde,
nereden geldiğimi bilmeden, nerede olduğumu
bilmeden, nereye gittiğimi bilmeden, ne kadar
hızla, fark etmeden gidiyordum, günlerdir
gidiyordum, ey melek, iç ışıkları çoktan sönmüş,
gürültücü ve yorgun otobüsün sağ arkalarında
bir yerde, uykuyla uyanıklık arasında, uykudan çok rüyalara, rüyalardan çok dışarıdaki
kapkaranlığın hayaletlerine yakındım.