“Nasıl yaşadım on yıl bu evde? Bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden? Ben ne yaptım? Kimse de uyarmadı beni… Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım.”
“Korkuyoruz. Düşünmekten ve sevmekten korkuyoruz. İnsan olmaktan korkuyoruz. İnsan yerine bir yığın kuklalar yaratıyoruz. İnsana benzetirsek, onlara acımaktan korkuyoruz.”
“Masum insanlara kötülük ediyorlar, gerçek olaylara karşı güvenimizi sarsıyorlar. İnanarak dinlememizi güçleştiriyorlar. İnsan her sözü kuşkuyla karşılıyor artık. Gerçekle düş birbirine karışıyor; yalanın nerede bittiğini anlayamıyoruz. Tutunacak bir dalımız kalmıyor. Tutunamıyoruz.”
“Oysa… çıkarlarını düşünmeyenler unutulacaklardır. Bir gün öldükleri zaman, arkalarında küçük bir iz, bir anı, bir göz yaşı, bir eser bırakmadan yok olacaklardır… Hayattan çıkarı olmayanların, ölümden de çıkarı olmayacaktır.”
“Değerini tam bilmeyen kişi, gereksiz yakınmalarla gün geçtikçe daha da bozulur ve çürüyüp gider. Kişisel değeri büyütmek de küçültmek de aynı derecede zararlıdır.”