İki İtalyan tasarımcı ölülerin gömülmesi ile ilgili yeni geliştirdikleri bir alternatifi insanlarla paylaşıyorlardı. Capsula mundi adını verdikleri bu yöntemde birtakım özel kapsüller kullanılıyordu. İnsanlar öldükten sonra bedenleri, cenin pozisyonunda kapsüle yerleştiriliyor, ardından kapsüle ağaç tohumları konuluyordu. Daha sonra bu kapsülü toprağa gömüyorlardı. Kapsülün özelliği ağacın gelişim sürecideki ihtiyaçlarını insan bedeni aracılığıyla sağlamaktı. Bu sayede mezar taşlarıyla dolu mezarlıklar yerine ağaçlardan oluşan anıt parklar oluşturmayı hayal etmişlerdi. Her ağacın üzerinde o ağacın kime ait olduğu da yazıyordu.
Doğru zaman gelen kadar Belen ne severse, Kayra da o şeyleri seviyordu işte. Çünkü aşk denen şey garip bir virüstü ve hedef organı ne yazık ki doğrudan beyindi.
Çünkü dünya tarihi davetsiz misafirleri tolere etmez, kahramanlarını kendi seçer, işi olmayanları tüm çabalarına karşın merhamet göstermeden geri yollar; talihin ilerlemekte olan arabasından bir kez düşen biri, artık arabaya yetişemezdi.