Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Sevgi kadar böylesi muazzam umut ve beklentilerle başlamış olan ama yine de sürekli olarak başarısızlığa uğrayan başka herhangi bir eylem, herhangi bir girişim yoktur."
"Bir kadın, sevgi dolu ve uysal olmak için, hayatı boyunca düşmanlık veya içerleme dürtülerini bastırmak durumunda kalır. Bu nedenle sık sık kendi girişim güçlerini bastırır, özlemlerinden vazgeçer ve ne yazık ki kendi yetenekleri ve değerleri konusunda derin bir güvensizlik ve belirsizlik duygusuyla aşırı bağımlı olup çıkar."
Reklam
İtiraf etmeliyim ki; başlangıçta bu, manasız ve umutsuz bir girişim gibi görünüyordu.
Tüm mutluluklar biraz çaba ister. Bir kitap okumak, bir müzeye gitmek, parkta yürüyüşe çıkmak girişim gerektiren zevklerdir.
İstenmeyenlerin İnsan İlişkilerindeki Rolü
Bir ulusun alt unsurlarının onun seyri üzerinde etkide bulunabilmesinin sebebi, bu kişilerin mevcut düzeni hiç ama hiç umursamamalarıdır. Bunlar kendi hayatlarını ve mevcut düzeni düzeltemeyecek kadar kötü bulurlar ve her ikisini de yıkmaya hazırdırlar; bu nedenle pervasız olurlar, kaos ve anarşi de onların istediği şeylerdir. Bunlar bozulmuş ve anlamsızlaşmış benliklerini, heyecan verici, debdebeli ortak bir girişim içinde eritmeyi de candan arzu ederler; bu nedenle birlikte hareket etme eğilimi gösterirler. Dolayısıyla bu kişiler devrimlerin, kitlesel göçlerin, dinî, ırkçı ve şovenist hareketlerin ilk taraftarları arasına katılıp bir ulusun karakterini, tarihini şekillendiren bu isyan ve hareketlere damgalarını vururlar.
Öncelikle,kötü düzen kaostan iyidir denir. Tarih sayfaları bu kaidenin ehemmiyetini gösteren ibret tablolarıyla doludur. Ulema,iktidara geliş biçimi meşru olmasa bile,tarihi tecrübe ve olguyu dikkate alarak otoriteye itaati benimsemiştir. Bundan dolayı statükocu olmakla dahi suçlanmışlardır. Fakat İslam tarihinde Kerbela hadisesi gibi birçok acı
Reklam
Her değişiklik ve her yeni girişim onlar için üzücü ve sıkıcıdır.
Sayfa 71 - Öteki yayınlarıKitabı okuyor
Aşkın en yüce işlevi, sevilen insanı özgün ve yeri doldurulamaz biri yapmasıdır. Aşkla mantığın farkı da şudur: Aşkın gözünde bir kurbağa pekala bir kurbağa olabilir. Oysa mantıkçının analizinde, aşığın önce o kurbağanın prens olduğunu kanıtlaması gerekir, ki bu girişim nice tutkunun parıltısını köreltmeye yeter.
Sayfa 173
sende olmayanı ne başka bir insanda ne de başka bir eşyada bulabilirsin. İnsan hangi yola çıkıyorsa çıksın, başlangıç noktası kendisi olmalıdır. İnsanın kendi içinde başlamayan herhangi bir girişim ve değişim çabası başarısızlıkla sonuçlanacaktır.
Eagleton’ın da belirttiği gibi, bazı düşünürler, dinin Tanrısını rasyonel bir şekilde ele alarak onu soyutlarken, Kant’ın da içinde bulunduğu kimi düşünürler Tanrı’yı aklın ve duyuların berisine atmışlardır. Eagleton’a göre her iki yaklaşım da ideolojik olarak sorunludur. Her ne kadar İlahi olanı akılcı bir biçimde değerlendirmek, İlahi olanı batıl inançlardan kurtarmaya yardım etse de bu girişim onu bütün duyusal dünyanın dışına itmeye de yol açmaktadır.
Reklam
Ulusal muhasebelerde açık veren yanlar, gerilemeler, eskime yer almaz. Eğer yer alırlarsa, olumlu olarak yer alırlar. Böylece işe gitmek için yapılan ulaşım giderleri tüketim harcaması olarak muhasebeleştirilir! Bu, üretimin kendisi için büyülü erekselliğinin rakamlarla ifade edilen mantıksal sonucudur: Üretilen her sey üretilmiş olması nedeniyle kutsallaşır. Üretilen her şey olumludur, ölçülebilir her şey olumludur. Paris'te havanın 50 yılda %30’luk bir oranda aydınlık kaybına uğraması muhasebecilerin gözünde tortuldur ve önemsizdir. Ama bu kayıp büyük ölçüde bir elektrik enerjisi, ampul ve aydınlatma pencereleri vs. harcamasına neden olursa, bu durumda varolur ve doğrudan doğruya üretim ve toplumsal zenginlik artışı olarak varlık kazanır! Üretimin ve büyümenin kutsallık ilkesini sınırlayıcı ve seçici her girişim kutsallığa saygısızlık korkusunu uyandırırdı. ("Concorde'un bir vidasına bile dokunmayız!") Muhasebe defterlerinde yazılı kolektif saplantı, yani üretkenlik öncelikle toplumsal bir söylen işlevine sahiptir ve bu söyleni beslemek adına her şey iyidir, bu söyleni onaylayan rakamları yalanlayan nesnel gerçekliklerin tersine çevrilmesi bile.
Beni korkutmaya yönelik her girişim cesaretimi daha da artırır.
Sayfa 180Kitabı okudu
Bütün bu örnekler ekseninde düşünüldüğünde baş kesme ve teşhir cezalarının, aynı zamanda “kurbanın bedensel egemenliğini elinden almaya çalışan bir girişim” olduğun söylenebilir.
Benim yazı âlemine girişim bu günlerde başlar. Hep zihnimde, Tevfik Fikret’in meşhur Sis’ini tekrar ediyor, İstanbul’un üstünü saran o inatçı, o mütemadiyen artan sisin savrulup gittiğini tahayyül ediyordum. Evet, ruhlarımız yeniden doğmuştu. Tevfik Fikret’in başında olduğu Tanin gazetesi o zaman çıkmaya başladı. Bu gazete Edebiyat-ı Cedide muharrirlerinden en meşhurlarını toplamıştı. Salih Zeki de oraya ilmî şeyler ve makaleler yazıyordu. Ben de o gazetenin edebiyat kısmında yazı yazmaktan büyük bir haz, hatta gurur duyuyordum.
Sayfa 178
Beni korkutmaya yönelik her girişim cesaretimi daha da arttırır.
Sayfa 180
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.