Onlarla aramızdaki iletişime ket vuran eksiklik, neden onlar kadar bizden de kaynaklanmasın? Bizi anlamıyor olmalarının da kimin kusuru olduğu belli değil zira biz de onları, onların bizi anladığından daha çok anlıyor değiliz.
İnsani olanla hayvani olan arasındaki benzerliğin altını çizmek, bizi tüm diğer varlıkların sırasına taşımak ve onlarla yeniden buluşturmak için söylüyorum tüm bunları. Biz diğerlerinden ne üstün ne de aşağıyız: Göklerin altındaki her şey aynı yasaya ve aynı kadere bağlıdır, der bilge kişi.
Ne diyor Süreyya:" Her ölüm, erken ölümdür."
Buna gitmelerde dahil... Ölenler toprağa, gidenler yüreğe gömülür. Nereye gömülürse gömülsün geri dönüşü mümkün değildir hiçbir ölünün...
Seni hayatımdan çıkarmayı bir türlü başaramadığım için senin hayatından çıkmayı seçtim...
Çünkü aramızda senin ördüğün dikenli teller vardı. Benimse o tellere takılan uçurtmalarım, patlayan balonlarım...
Sana ne zaman uzanmaya çalışsam kanayan parmaklarım vardı ve acıyan bir kalbim.
O zamanlar canımın ne kadar yanacağını bildiğim halde ağrıyan bir kalple senden vazgeçtim..
İşte hayatımın en zor kararı bu oldu.
" Biz endemik ruhlar, yerimizi yurdumuzu korumayı biliriz. Bir parçası olduğumuz doğanın sevgisi yüreğimize kazınmıştır.Ufacık bir yaprağı, bir kum tanesini Bile sever sayarız. Ya siz insanlar? Bunca felakete rağmen bu dünyayı korumayı öğrenemediniz. Umursamazlığınız, doymazlığınız yüzünden kötülük kusuyor gökyüzü! "
Evet aynen şunları söylemiş ve demişti ki
''Bu senin gibi gözlüklü, Üstelik hafifçe topal ve ağzı kalabalık kadın geldi geleli bana musallattı. Beni kendi evime sokmuyor, bahçede bırakıyor, hatta bazen bahçede bile kovalıyor, yemeye çağırmayı da sık sık ihmal ettiği oluyordu. Mevsim yaz, bahçede dolaşabilirim ama ele güne Karşı, bu kedi serseri mi nedir, diye düşünüleceğine ihtimal vererek mahcup oluyordum. Yegane tesellim, bu işleri senden habersiz yaptığını düşünmekti. Alçaklıklarını nihayet fark edebileceğini, bu riyakar ve fena kadına haddini bildireceğini umuyordum. Halbuki bunlar birer vehimden, hüsnüzandan ibaretmiş, senin her şeyden haberin varmış. Çünkü kadın o gün beni senin yanında, senin ve iki yabancının yanında pencereden kovdu, içeri sokmadı, sen de bu hale karşı seyirci kaldın, tek söz söylemedin. Şu halde şimdi beni ne yüzle çağırıyor, davetini kabul edeceğime nasıl ihtimal veriyorsun? Şunu da bil ki benim bu saatte duvarın üstünde boş asfaltı seyredişim arada bir hala geçen otomobillerin geçişler(in)de avunmak için değildi. Sadece bu boş yollara düşüp nereye gideceğimi düşünüyordum. Fakat nereye gideceğim şüphesiz bana ait bir meseledir, seni alakadar etmez. Aramızda her şey bitmiştir! ''
Sana şarkılar biriktiriyorum, büyük bir umut saklıyorum küçücük kalbimde. Evet, bir sabah seni bu şarkılarla uyandıracağım. Kahvaltıya yazdan kalma papatyalar ve sevgiler serpeceğim. Sıcak bir çay ne de iyi gelir şimdi. Sahi gelir mi o günler? Bak, ben güzel olan tüm cümlelerimi sana saklıyorum. Saklandığım yerden çıkıp geleceğim sana. Her sabah beni sevmen umuduyla uyanmaktan vazgeçmeyeceğim asla.
Gülüşümde senin izin var. Otur, bir soluklan, gözyaşlarımla yıkayayım tüm izleri. Söz, sonra yine gidersin. Oraların benden daha çok ihtiyacı yok sana. Hoşça kal demek istemiyorum, sen şimdilik kal, ben hoş ederin kötü olan ne varsa.
Size güzel duygularla gelen insanların kıymetlerini bilin. O insanlar hayatın size verdiği son şanstır aslında. Eğer sevemiyorsanız bile sırf anlık duygularla boşlukta olduğunuz için hayatınıza aldığınız insanın hayatından çıktıktan sonra onda büyük bir boşluk bırakırsınız.
İyi ya da kötü bir insan olduğunuzu merak ediyor musunuz? O zaman kendinize şu soruyu yöneltin, '' Ben, beni seven bir kalbi sürekli incitiyor muyum? '' cevabınız ''evet''se konu tartışmaya kapalı hale gelir.
Sizin için çabalayan insanların kıymetlerini bilin, çünkü bir daha böyle sevilmeyeceksiniz.
'' Yüreğimiz acıdığında ne yapıyoruz? '' diye sordu çocuk.
'' Arkadaşlıkla, ortak gözyaşlarıyla ve zamanla sarıp sarmalıyoruz, mutlu ve umutlu uyanana kadar da bekliyoruz. ''
Ben
bana yaşadığımı hissettiren birini kaybettim.
Bana yaşamaktan söz etmeyin.
Beklediklerim gelmese de olur artık.
Kızdığım şeyler hergün yüzüme çarpsa,
hayallerim un ufak olsa,
İnandığım herkes yıkımım olsa da olur.
Ben
bana
kaybetsemde yıkılmayacağımı haykıran birini kaybettim.
Artık
yıkılsam da olur.
...