Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Y.K. Kutluata, Türk Dehası Ve Dahileri, s.77
"Hz. Muhammed'in ortaya çıkardığı İslâm dini ve o dindeki içtimai, ahlaki rejimler, müeyyideler ve terbiye sistemleri ve bu dinin ruhiyatı tamamen Türk adet ve ananesine ve ahlâkına uygundur. Kur'anı Kerimi anlayarak okuyan; onun bir Arabistan kitabı olmaktan ziyade, ahlâken, ruhen ve bilhassa sosyal açıdan tamamen Orta Asya'dan toplanmış Türk kanunları olduğunu anlamakta güçlük çekmez. Arap damgalı İslâm medeniyeti, Sümerler'den miras olarak alınmış bir Türk medeniyetidir."
Sayfa 209
"Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, İslâm dininin Türk milleti tarafından doğru anlaşılması için Kur'an'ın Türkçe'ye çevrilmesini sağlaması, onun dinimiz hakkında ne kadar gerçekçi ve doğru bir yaklaşım sergilediğini gösterir. Işte bu çalışmaların yapılmasını bizzat organize edip yönlendiren Atatürk'ü bile kendi milletinin gözünden düşürmek için iftiralar yazılıp çiziliyor."
Sayfa 271
Reklam
Büyük Tufan...
"Kazakistan'da yapılan bir kazıda, 15 metrelik kum tabakasının altından, Uygur halkı tarafından yapıldığı yazılı olan, çok gelişmiş bir medeniyete ait buluntuların çıkması, ve bu buluntularda Mu medeniyetinden bahsediliyor olması, akla söz konusu büyük Tufan'ın Mu Kıtasını batıran Tufan, deprem ve tsunami felaketleri olabileceğini getiriyor. Tabi ki böyle düşünecek olursak, anlatılan Tufan olayının tarihinin, bugün bildiğimizden çok daha eskilerde olacağı da kesindir."
Sayfa 98
"Tarihi gerçeklerin göz ardı edilmesinin nedenlerinden biri de, bu Türk unsurlarının o tarihte henüz Müslüman olmamış olmalarıdır. Bundan dolayı da, Türk tarihini sadece Müslüman Türklerin tarihi olarak algılayan bazı tarihçiler(!) gerçeklerin bu cephesini hep karanlıkta bırakmayı yeğlemişlerdir."
Sayfa 29
"Malazgirt savaşı anlatılırken, 50 bin kişilik Türk ordusunun, 200 bin kişilik Bizans ordusu karşısında yenilme noktasına kadar geldiğini, ancak tam bu sırada, Bizans ordusu içinde yer alan bir kısım Türklerin (Bu Türklerin kimler olduğu ve Bizans ordusu içinde ne aradığına hiç değinmezler) savaştıkları insanların da kendileri gibi Türk olduğunu anlayınca, Bizans saflarını terk edip Türk ordusunun saflarına geçtiklerini ve böylece savaşın kaderinin değiştiğini de anlatmayı ihmal etmiyorlar."
Sayfa 26
"Yaşanan şiddetli depremler ve tufanlardan sonra, yok olan medeniyetler ve birbiriyle irtibatı kopan toplumlar, büyük ilerleme kaydetmiş medeniyetlerden mahrum kalıp, yeniden ilk insanı yaşamak zorunda kaldılar. Ve bu aşamada da yeni dillerini oluşturdular. Her ne kadar aradan geçen on binlerce yıllık uzun zaman dilimleri olsa da, insanlar geçmişte kullandıkları dillerinden de tamamen kopmadılar ve ondan hatıra sayılacak sözcükleri yeni dilleri içinde sakladılar. Bu durumu 1930'lu yıllarda fark eden Atatürk, yaptığı bir takım araştırmalar sonucunda "Güneş Dil Teorisi"ni ortaya atmıştı. O günden bugüne yapılan yeni araştırmalar, yeni arkeolojik buluntular, Atatürk'ün "Güneş Dil Teorisi"ni destekler mahiyettedir."
Sayfa 49
Reklam
"Hz. Ibrahim'in adı geçer geçmez, onu adeta bir Yahudi olarak algılayanlar çıkmaktadır karşımıza. Hâlbuki, Hz. Ibrahim ne Yahudi, ne Hristiyandır. Son üç semavi din üzerinde de tesirleri olduğu için, dünyayı yönetmeyi amaçlayan bugünkü Yahudi düşüncesi, "Ibrahimi dinler" safsatasıyla onun adını kullanmakta ve onun adından yararlanmaya çalışmaktadır."
Sayfa 155
"Maalesef okuma özürlü bir toplum durumuna getirildiğimiz için, dinimiz kitabı olan Kur'anı okumak yerine, böyle ne idüğü belirsiz kişilerin yazıp çizdikleri ile dinimiz hakkında bilgi sahibi oluruz. Kuran Arapça olarak kaldığı ve özel işlemeli kılıfları içinde duvarlara hapsedildiği, tozlu raflarda sadece göstermelik olarak bulunduğu, Müslümanlığımızı boynumuza kolye olarak astığımız cevşenlerle ispatladığımız sürece, bizim dinimizle ve bizim peygamberimizle bizden fazla ilgilenenlerin istediği yolda yürümeye mecbur kalırız. Hem de kendimizi en iyi Müslüman olarak görmek kaydıyla!"
Sayfa 271
h
hadrâ' (a.s.) 1. (daha, pek, çok, en) yeşil, ["ahdar'ın müennesi]. 2. i. hafâ' (a.i.) gizli olma, gizlilik, kapalılık. hâkan ("ka" uzun okunur, t.i.) Türk imparatorlarına verilen unvan. [Arap kaidesine göre "havâkin" şeklinde cemilendirilmiştir]. hâkî (f.s.c. hâkiyân) toprak rengi, toprakla
"Çekoslavak Yahudisi Hrozny tek bir wada(su) kelimesi ile Hititleri Hint-Avrupalı yapmıştı. Yabancı Sümerologlar "Uygarlığımızın temeli Sümer'e dayanır" derler, ama Sümerlileri kaybolmuş bir millet olarak belirtirler. Zira asırlarca barbar diye niteledikleri Türklere medeniyeti yakıştırmazlar."
Sayfa 76
26 öğeden 16 ile 26 arasındakiler gösteriliyor.