Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

531 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
30 günde okudu
Hiçbir şey ve her şey...
30 yaşa kadar
Hakan Günday
Hakan Günday
okumamış olmanın "keşke"si uğradı kültür mabedime. Ben daha ilk satırlarda göz gezdirip harf ve kelimeleri dizginlemeye çalışırken hissettirdi varlığını. Gölgesi düştü önüme, hesap sorarcasına: ‘’Otobiyografik belleğinin hakimiyetini aldığın yaştan beri niye kesiştirmedin yolunu?’’ Neyse ki ölmeden önce kesişti yolumuz, ben de kovdum huzursuzluğa boğan o "keşke"yi. İstemem ben öyle beni yıpratacak şeyleri kutsalımda, aradığım sadece huzurken... Zorlama betimlemelere bata çıka yavaşça uzaklaşarak devam edelim öyleyse: mm²ye düşen muazzam sayıda değerli iplikten üretilmiş kaliteli bir kumaş gibi satırlarının kalitesi; sanat ve hikaye bütünleşmiş her cümlede. Çoğu cümle grubu tek başına birer yapı gibi. Öyle sık yapılar ki hem de... Hem felsefe konuşturmuş, hem siyasi ve sosyal eleştirilere yer vererek yazmış Günday. Gerçi felsefe yapmışlar dediğimizi duyarlarsa vurabilir bizi Kinyas ve Kayra, aman!.. Oldukça da başarılı bir çatısı var kurgunun; -belki özgün değildir ancak daha önce de hiç karşılaşmadım- kitapta okuduğunuz cümlelerin oraya nasıl gelip yerleştiği, başlı başına bir yaratıcılık örneği. ‘’Varlığıma nedensizlikten delirdim ben. Hiçbir nedeni kendime yakıştıramadığımdan. Hepsini giydim. Hiçbiri olmadı. Hepsi dar geldi.’’ derken Kinyas; varoluşun sancılarını iliklerine kadar hisseden, hayata karşı kaybedilen bir inançsızlıkla ölüme meydan okurcasına hiçliğe sürüklenen iki arkadaşın hikayesinin özünden bahsediyordu aslında. Öyle farklı ve yalnız hissediyorlardı ki ’’Kendisini uzaydan dünyaya düşmüşçesine yalnız hisseden bir adama ilgisini çekecek ne anlatılabilirdi ki?’’ der ayrıca Kayra; Kinyas ve kendisi için bir yerlerde. Hayatın kendisiydi onları yoran. Oksijendi bağımlı oldukları zehir. Güzel kaldırımlardaki insanlardı onları tiksindiren; insanların, sıradanlıklarını yaldızladıkları yalanlarla olmadıkları gibi sunmalarıydı… Çoğu noktada aslında birbirinden oldukça farklı olmalarına rağmen, hayata karşı öylesine kin ve nefret dolu oluş ortaklığıydı birleştiren belki de bu iki arkadaşı... Günday’ ın kitabı üç bölümden oluşuyor: Kinyas ve Kayra birlikte, Kayra tek, Kinyas tek olarak... Mekan olarak da çoğunlukla Afrika’da olmak üzere Amerika ve Türkiye yolculuklarıyla uzanan, belirsiz bir arayış sürüp gidiyor. Bolca suç, cinsellik, alkol ve hatta cinayet ve tecavüz içeren kurguda ilerleyen roman, hayatın gerçeklerini acımasızca yüzümüze vuruyor. İşlediği suçlara öylesine kaptırmışlardı ki karakterlerimiz kendilerini, "Kötülüğüm bir rüya olmalı! Acımasızlığım bir rüya olmalı ki, bundan yıllar önce annesine sımsıkı sarılan Kinyas gerçek olsun!.." diye farkındalık yaşıyor Kinyas’ımız bir ara. Bütün tabulara karşı dikiliyorlar ayakta, "Denge, insanoğlunun icat ettiği en vahşi kavramdır! İp cambazının kendini en iyi hissettiği an, kendini ağa bıraktığı andır oysa." diye de belirtiyor zaten ayrıca Kinyas. Hikaye açısından akıcılık bekleyen biri için, verimli bir okuma serüveni olmayabilir. Ancak daha çok cümlelerin kalitesine ve cümleleri yaşayarak, hissederek, yer yer üstünde durup düşünerek okuyan biriyseniz oldukça haz vereceğini düşünüyorum. Ki benim favori yazarlarımdan biri oldu Hakan Günday bu kitabıyla. Bir gün, 40'lı 50'li yaşlarda bir şeyler yazma hevesim vardı; ancak böylesine bilgi birikimini, böylesine bir hayal gücünü ve böylesine bir yeteneği görünce imkansız olduğunu anladım. İmkansızlıktan ziyade gereksiz, israf olarak gördüm yazabileceklerimi. Neyse ki en azından gurur duyabileceğimiz bir yazarımız daha olduğunu öğrenmiş oldum, yetinebilirim. Herkes kahraman olamayabilir neticede… Yazarımıza biraz daha değinmek istiyorum kısaca: Kendisi 1976 doğumlu. 2000 yılında yayınladığı ilk kitabı olan Kinyas ve Kayra'yı lisede okuduğu zamanlarda yazmaya başlamış ve yaklaşık 4 yılda tamamlamış. Ayrıca tiyatrocu kişiliği de mevcut. Bu yüzden de kitaplarında kurguyu çok iyi işlediği, gerçeklik hissini ve karakterlerin davranışlarıyla derûnî kimliklerini de çok iyi yansıtabildiği vurgulanmakta. Ek olarak da: Şahsiyet dizisi ve Müslüm filmindeki yazarlardan biridir kendisi. Her kitapta olduğu gibi hayata dair bazı ağır gerçekleri ve tespitleri, aklımızdan geçen binlerce akıp giden parçalanmış ancak toparlayamadığımız cümlelerin, paketlenmiş olarak -hem de mükemmel paketlerle- sunulduğunu görmek mutluluk verici. Ve Hakan Günday bunu çok güzel başarmış ve de kitabın genelinde kullanmış. Bu sebeple kitabın neredeyse tamamını alıntılama duygusuna kapılabilirsiniz! Hiçliği ararken orada her şeyin olduğunu uman kişilerin hikayesi bu, huzuru arayan bu iki arkadaşın hikayesi… Onları bekleyen bir son var; herkesi bekleyen, o yüzü gölgeler ardında gizlenen peçeli bir son gibi. Peki o sonda ne var? Hiçbir şey mi, her şey mi? SON ---------------------------- Son olarak, sevdiğim alıntılardan sadece bazılarını sunarak, yaptığı işin kalitesini gösterebilmeyi umuyorum: - ‘’Sorarlarsa, ‘Ne iş yaptın bu dünyada?’ diye, rahatça verebilirim yanıtını: ‘Yalnız kaldım. Kalabildim! Altı milyarın arasına doğdum. Ve hiçbirine çarpmadan geçtim aralarından...’’’ - ‘’‘Dilek tut!’ diye bağırdı. Hayatımda ilk defa bir tane tuttum. Arzumun muhatabının kim olduğunu bilmiyordum tabii. Pasta tanrısı mı, mum tanrısı mı, krema mı? Ve içimden o dilek cümlesini kurdum: ‘İyi bir insan olmak istiyorum.’ Mum söndü.’’ - ‘’İnsan, insan olmaya geliyor dünyaya. Kesinlikle bir tercihi yok. Hiçbir şeyi seçemeden de gömülüyor toprağa. Yerin iki metre altındayken de bin bir böceğe lunapark oluyor daha önce bin bir dudağın öptüğü bedeni.’’ - ‘’Ama biliyorum, izin vermeyecek insanlar rahatça kendimizi yok etmemize. Arkadaş olacaklar. Âşık olacaklar. Sırdaş kesilecekler başımıza. Robinson'un bile yanına Cuma'yı veren dünya, üzerinde yaşayan bütün insanları tanıştırma gibi hastalıklı bir saplantıya sahipken uzak kalmamız çok zor olacak gündüzün ve gecenin seslerinden...’’ - ‘’İnanırsam bir gün boyun eğerim iyiliğe. Ama matbaadan çıkmış bir kitaba inanmamı beklemek, zekâmla alay etmek dışında, benden insanın kötülüğünü de unutmamı beklemek olur.’’ - ‘’Din kitapları ilk insandan söz eder. Adem'den. Bunu kabul edebilirim. Ve kaburgasından türemiş Havva'yı anlatırlar. Bunu da kabul edebilirim. Mucizeler dinlerin ana motorlarıdır ne de olsa. Ancak üreyerek çocuk yapmalarını ve o çocukların da kendi aralarında üreyerek çoğalmalarını kabul edemem.’’ - ‘’Gerçek şu ki, dünyaya binlerce yıldır hâkim olan insanlık, din kitapları esas alındığında, sakat bir ırktır. Hastalıklıdır. Kardeşlerin birbirleriyle çiftleşmesinden üremiştir.’’ - ‘’Altı milyarlık bir seks ve şiddet bahçesi. Altı milyarlık bir gaz odası... Gerçekçi olalım! İyi bir gösteriyiz bizi seyredene. Onun için ölüp ölüp doğuyoruz. Gösteri devam etsin diye!’’ - ‘’Bazen bembeyaz bir ekran hayal ediyorum. Gözlerimi açtığım zaman gördüğüm lekesiz bir beyazlık. ‘Hayat’ diyorum. ‘İşte bu! Bembeyaz. Hiçbir şey yok üstünde, altında. Zihnim bembeyaz. Bildiğim her şeyi unutmuşum. Tereddüt ettirecek bir bilgi kırıntısı bile yok kafamda. Sadece iç organlarım var derimin altında. Tek bir düşünce yok...’ Ve birden, sokakta ateş isteyen bir ses, güzel bir çift bacak, birkaç nota beni o beyaz hücreden çıkarıyor ve bir renk kaosunun içine bırakıyor. Küfrediyorum iradesizliğime. Küfrediyorum insanlığıma.’’ - ‘’...Hatırlıyorum, dokunarak beni tahrik etmeye çalıştığını. Ama vücudumun bana ait olmasından dolayı onu değil de beni dinlediğini hatırlıyorum...’’ - ‘’Attığım her adımda bugüne kadar içine gömülmüş ve karışmış milyarlarca yaratığı düşünüyorum. Ölümün üstünde yürümeyi sevmiyorum. Ve dünya aklıma sadece bunu getiriyor, içine gömdüğü milyarlarca ölüyle. Birinin burnu, diğerinin ayakları. Bunların üzerine basarak gidiyor milyarlarca insan işine, okuluna…’’ ------------------------
Kinyas ve Kayra
Kinyas ve KayraHakan Günday · Doğan Kitap · 202226,8bin okunma
··1 alıntı·
2 artı 1'leme
·
24,6bin görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Ayfer okurunun profil resmi
Yapılan yorumlar üzerine ve incelemenin sadece başını okuyarak ve dahi başka bir okur arkadaşımın da tavsiyesi üzerine okumaya karar verdim, incelemenin devamını kitaba dair Bi ön bilgi almadan kendi fikrimce okumak istediğimden. Teşekkürler ve Okur kalın. Keyifli okumalar dilerim size. 🍀
Olkan Ogün okurunun profil resmi
Teşekkür ederim, keyifli okumalar sizlere de. :)
SonAy okurunun profil resmi
Zamanında tam bir Hakan Günday fanıydım. 🤭Bütün kitaplarını okumuş biri olarak, hepsini gözüm kapalı öneririm. İncelemen de harika olmuş. 👍
Olkan Ogün okurunun profil resmi
Teşekkürler, artık ben de öyleyim. :D
Hurşide Yıldız okurunun profil resmi
O nasıl betimleme ,o nasıl tasfir .Çok güzel bir inceleme olmuş cidden hatta şu ana kadar ki okuduklarımdan en iyisi.Hakan Günday okumadım daha ve şu an çok üzüldüm.Ama en kısa zamanda ,bu kitabı başta olmak üzere okumaya başlamalıyım :)
Olkan Ogün okurunun profil resmi
Teşekkür ederim. Hakan Günday'ın üslubunda kendimi buldum ben. :) Kesinlikle tavsiye ederim bu kitabı. Ben de sonraki kitapları için fırsat kolluyorum.
Mehmet Emin Atalek okurunun profil resmi
Bu platformda okuduğum en güzel inceleme. Ve yazma isteğinize ket vurmayın diliniz üslubunuz bakış açılarınız çok hoşuma gitti. Bir gün yazıp bitirdiğiniz bir kitapta okumak isterim 😉
Pınar Korkmaz okurunun profil resmi
Hakan Günday'ın bu kitabına daha önce çok rastladım ama açıkçası ilgimi çekmemişti hiç. Yaptığınız inceleme öyle güzel üslubunuz ve konuyu ele alış şekliniz öyle güzel ki kitabı hemen okuyasım geldi bence siz de yazmalısınız kaleminiz muazzam :)
Olkan Ogün okurunun profil resmi
Acz İle Yaratılanlar
Acz İle Yaratılanlar
henüz roman olmasa da yazdık zaten efendim biz de bir şeyler :D çok teşekkür ederim tekrar, umarım roman da olacak bir gün. :) Kinyas ve Kayra harika bir kitaptır, kesinlikle okumalısınız. :)
2 sonraki yanıtı göster
ZeynepC. okurunun profil resmi
Keyifle okudum incelemenizi. Kitapta altını çizdiğim ama benim bile unutmuş olduğum birçok detaya ince göndermelerde bulunmanız… En basitinden güzel kaldırımlardaki tiksindiren insanları incelemenizde yer verecek kadar hatırlamanız falan… Ne diyebilirim ki hafızanıza özendim doğrusu. Bi de zamanında “herkes kahraman olamayabilir” deseydi birçok ağaç israfının önüne geçmiş olabilecek insanların bu konuda sizin gibi düşünmüş olmalarını isterdim. Eksikliği sanata zarar veren bir düşünce. Kaleminize sağlık ✨
Olkan Ogün okurunun profil resmi
Teşekkür 🌺
Edebi Masa okurunun profil resmi
Güzel yorum olmuş. 30lu yaşta başlayamadığım için kendime kızıyorum. Okumak için bir çok yoruma baktım tebrik ederim 👏
Olkan Ogün okurunun profil resmi
Teşekkür ederim. 👋🏻
12 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.