Gönderi

Amaçsızlık ve mutluluk
Çoğu zaman bizi mutlu edeceğine inandığımız hedefler koyarız önümüze;büyük bir şevkle bu hedeflere ulaşmaya çalışırız;mutluluğun sadece bu hedeflere ulaşmaya bağlı olduğunu zannederiz.Oysa ulaşsak da ulaşmasak da bizleri mutsuz eden,mahkum eden aslında bu hedeflerdir.Hiçbir dönüşü ve sapağı olmayan belli bir yoldan gitmeye zorlar bizi.Mutluluğun sadece o yola bağlı olduğuna inanırız.Ondan sonra da manevra yapmak gibi bir amacımız kalmaz;aradaki zamanı bir sürü şeyle doldurmamız gerekir.Peki hedefimize ulaştıktan sonra ne yapacağız?O yüzden düşlerimi gerçekleştirmeye uğraşmaktan vazgeçtim.Düşler sadece başımı yastığa koyduğumda vuku bulan şeyler artık benim için.Jacques Brel'in Avec Elégance(Zarafetle) şarkısında söylediği şu sözler içimi rahatlatıyor:''Büyük şeyler düşlemiyorum artık/Dans eden bir kalbi dinliyorum sadece/Umutsuzum umutsuz olmasına/Ama zarafetle''.Hiçbir zaman hayalini kurmadığım,isteyerek değil tamamen tesadüf eseri bulduğum bir yerde kalbimin sesini dinleyerek gündüz düşlerine dalıyorum artık.Burayı sorgulamıyorum,buradan bir şey beklemiyor,talep etmiyorum.Buna karşılık o da benden bir şey beklemiyor.Bir şekilde kendiliğinden anlaşıyoruz,tıpkı Gribouille ile anlaştığım gibi.Aramızdaki gizli antlaşma,başarımızın gizli hikayesi de işte burada-zarafetimizde-yatıyor.
Sayfa 135 - Aylak kitapKitabı okudu
·
18 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.