Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

1040 syf.
10/10 puan verdi
İri Memeler ve Geniş Kalçalar
Sevgili Mo Yan, öncelikle ceketimi ilikleyerek önünde saygıyla eğiliyor, senin dehan karşısında her ne kadar haddime düşmese de, bu şaheserinin bende bıraktığı izlenimden izninle biraz bahsetmek istiyorum. İri Memeler ve Geniş Kalçalar, 2012 yılı Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Mo Yan'ın, 1995 yılında yayımlanan, anlatıldığı döneme ayna tutması sebebiyle tarihsel yönü ağır basan, kadınlığın ve analığın kutsiyetini olabildiğince gözler önüne seren, büyülü gerçekçilik akımının izlerini taşıyan ve yer yer geri dönüş tekniğinden istifade ederek geçmişle şimdiyi harmanlayan müthiş romanı. Benim açımdan ise, İri Memeler ve Geniş Kalçalar, Mo Yan'ın aldığı Nobel'in, anasının memelerinden emdiği süt gibi ak, verimli, kaliteli ve helal olduğunun bir delaleti... Yazar hakkında bilgiler sunmayacağım, zira yazarın bir diğer efsanesi Kızıl Darı Tarlaları'na ait incelememde bu konu ile ilgili minik bir girizgah yapmıştım, hafıza tazelemek adına tekrar bir göz atılabilir. #68019144 Çin tarihi, hepimizin malumu dolu dolu bir tarih... Çin halkının komünist-milliyetçi olarak gruplaşması sonucu 1927-1950 yılları arasında cereyan eden iç savaş, Çin-Japon Savaşlarının ikinci dalgası kabul edilen Japon saldırıları sonucu peyda olan 1937-1945 yıllarını kapsayan Japon İstilası ve Çin Komünist Partisi'nin kurucularından Mao Zedong'un iktidarda bulunduğu 1966-1976 yılları arası süreçte gerçekleştirmeye çabaladığı Çin Kültür Devrimi, Çin tarihinin belli başlı dönüm noktaları. İşte tüm bu noktalara, Çinli bir ailenin ekseninde parmak basıyor Mo Yan. Başlangıç sayfalarında mevcut olan ailenin erkek bireyleri zamanla savaşlara kurban verilince, ailenin kadınları, bayrağı ele geçiriyor ve roman bilhassa Shangguan ailesinin muhteşem gelini Shangguan Lu üzerinden seyrediyor. Lu'nun kara yazgısıyla henüz kitabın ilk sayfasında karşılaşıyoruz. Daha önce Çin edebiyatına dair yaptığım okumalarda, özellikle bir başka Nobelli yazar olan Pearl S. Buck'un Ana eserinde, karşıma sık sık çıkan Türk-Çin gelenek-görenek yakınlığı, Mo Yan'ın bu eseriyle iyice perçinlendi bende. Çin toplumu da bizim gibi erkek egemenliğine dayalı, ataerkil bir aile yapısına sahip. Kadınlar, hep hor görülen, aşağılanan, dışlanan, hiçbir konuda söz hakkı olmayan ve hak iddiasında bulunamayan, kocanın kölesi konumundalar. Kız çocuklarının ailedeki hükümsüzlüğü ile başlıyor bu hoyratlık. Çünkü bir kız çocuğu, evlenerek elden çıkacağı hususu göz önüne alındığında, fazlalık bir birey, emanet gibi düşünülüyor. Evlenerek elden çıkan kız ise ancak bir erkek çocuk doğurabildiği vakit az da olsa saygı görmeyi hak edebiliyor. Velev ki erkek çocuk doğuramadı, o halde kumalık müstehak mantığıyla, ilk eş "odalık"pozisyonuna düşüyor. Kadınlıktaki yegane saygı ve statü ise, oğlunu evlendirip, kaynana olma şerefine nail olarak kazanılabiliyor. Bu geleneğin temeli ise Çin felsefesinde yer alan dünya tanımına dayanıyor esasen. Buna göre dünya, yin ve yang adlı iki ögeden oluşmakta. Yin, zayıflığı, pasifizeyi ve dişiliği sembolize ederken; yang gücü, aktiviteyi ve erkekliği sembolize ediyor. Böyle bir felsefeden beslenen toplumda da bu gibi uygulamalar kaçınılmaz hale geliyor. Kara yazılı Lu'ya dönecek olursak, Lu yedi kız çocuğu sahibi olduktan sonra, dört gözle bir erkek çocuk doğurması beklenen, kaynanası Lü tarafından sürekli iğneleyici sözlere maruz kalan, gece gündüz dualarla Tanrı'dan bir erkek evlat dileyen çilekeş ve gebe bir kadın. Düşünün, evin ahırındaki keçi ve eşek bile, Lu' dan daha kıymetli, daha aileden. Bu hususta Lu ve eşeğin eşzamanlı doğum yaptığı bir kısım var ki, akıllara zarar... "Tanrı seni esirgesin, eğer bir oğlan doğurmazsan yaşadığın sürece bir köleden farkın olmaz; ama bir oğlun olursa evin hanımı olursun." Lu' nun sekizinci doğumu, Shangguan ailesi için mucizeleri de beraberinde getirir. Sekizinci kızı Yunü (Yeşim Kız), dünyaya gelirken peşine erkek kardeşi Jintang'ı da (Altın Oğlan) takmayı ihmal etmemişti. Çevirmen notuna göre, erkek çocuk isteyen Shangguan ailesi, bu arzuları doğrultusunda, doğan her kız çocuğuna bir erkek ismi verir. Bu isimlerin dilimize bir çevriliş şekli de var : Laidi (İlker), Zhaodi (Selami), Lingdi (Önder), Xiangdi (İmdat), Pandi (Ümit), Niandi (Kerem), Qiudi (Talip).Tüm isimleri anlamaya çalıştım ama Selami'ye hâlâ bir türlü anlam veremedim, Selami nedir Mo Yan? :) Romanda, oldukça zorlu gerçekleşen bu doğuma kadar olan kısa örgüyü üçüncü şahıs ağzından okurken, kalan kısmı, doğumun hemen sonrasından itibaren anlatıcı kimliğine bürünen bebek Jintong'un ağzından okuyoruz. "Kanamasını durdurmak için yediği iğnelerden sonra annem nihayet kendine geldi. Gördüğü ilk şey bacaklarımın arasındaki o ipekböceği kozasını andıran pipi oldu, gözünün feri kaçmış annemin gözleri birden ışıl ışıl parlamaya başladı. Beni kollarına alıp pirinç gagalayan bir tavuk gibi öptü." Lu'nun, anaç bir direnişçi olarak sergilediği tavırlar son derece büyüleyiciydi, çünkü o muazzam bir anne örneği olarak çizilmiş, okura böyle yansıtılmaya çalışılmış, bunda da gayet başarıya ulaşılmış. "Düşünün bir, onca acıya katlan­mış ninelerinizi, analarınızı, teyze ve halalarınızı, kız kardeşlerinizi düşünün bir, biz kadınlar üç bin yıl boyun­ca hep baskı altında yaşadık, şimdi omurgamızı düzeltmenin zamanıdır." Lu'nun savaşlar, çatışmalar, ölümler, yokluklar, tecavüzler gibi tüm olumsuzluklar karşısında dokuz evladına kol kanat germesi, mücadeleden hiç vazgeçmemesi, dönemin koşulları perspektifinde çok iyi aktarılmış. Japonların Çin halkına uyguladığı baskı ve zulüm, ve bu zulmün bıraktığı tahribat da, gerek insanlar gerekse doğa üzerinden, Mo Yan tarafından ilmek ilmek işlenerek, betimlenmiş. Yazarın sivri üslubu, keskin göndermeleri ve ironik yaklaşımı ise, eserin alegorik kategoride olduğunun en büyük kanıtları. Lu, tam tamına sekiz kız anası... Bu sekiz kızın zaman içerisinde muhalif kanattan, karşı devrimcilerle yaptıkları evlilikler ve hayat akışları eserde detaylıca veriliyor. Herbiri kendi çapında fedakar, herbiri kendi çapında kahraman... Ama kızlardan birisi fedakarlıkta birkaç yüz adım öne çıkıyor. "4.ablam, "Ana, kendimi sattım...İyi fiyat biçtiler, hancı da pazarlıkta bana yardım etti ..." dedi. Genelevin patroniçesi sanki bir hayvanı muayene ediyormuş gibi 4. ablamı inceledikten sonra, "Çok sıska," dedi. Hancı, "Patron, bir çuval pirinci yiyince hemen şiş­manlar!" dedi. Patroniçe iki parmağını göstererek, "İki yüz yuan, iyi günüme denk geldiniz, elim açık bugün!" dedi. Hancı, "Patron, bu kızcağızın anası hasta, bir sürü de kız kardeşi var, fiyatı biraz daha arttırsan ya..." dedi. Patroniçe, "Ah, bugünlerde hayır işlemek de iyice zorlaş­tı!" dedi. Hancı biraz daha yalvardı. 4. ablam yere diz çöktü. Patroniçe, "Tamam be, benim kalbim yumuşaktır. Yirmi yuan daha veriyorum, bu vereceğim en yüksek fiyat!" dedi. Haberi duyan annem taş kesildi, vücudu iki yana sarsılarak yavaş yavaş yere devrildi." Eserin ana karakteri bana kalırsa, anne Shangguan Lu idi. Fakat onun kadar başrolde olan ve onun kadar iyi verilen bir diğer karakter de oğlu Altın Çocuk Jintong. Yazarın tabiriyle Jintong, boylu poslu, yakışıklı biri olmasına rağmen, karakteri zayıf, tüm hayatını annesinin memesinden ayrılmadan geçiren, manevi bir cüce! Ve bu ayrıntının da bizi kitabın ismine ulaştırdığı aşikar... "İri Memeler ve Geniş Kalçalar" ismi, ilk duyulduğunda kulağa absürd geliyor olabilir. Sosyal mecralarda birtakım kötü niyetlilerin, kötü emellerine alet de olmuş olabilir. Mo Yan bundan hiç gocunmuyor. Kitabı noktaladığım an, kendimce ilk kurduğum cümle "Bir başlık bir kitaba ancak bu kadar güzel yakışabilirdi." cümlesiydi. "Bir arkadaşım kitabın adını "Jintong, Yunü/Altın Oğlan, Yeşim Kız" diye değiştirirsem kitabın kamu tarafından daha fazla kabul edilebileceğini önerdi. Ama on beş yıldır "İri Memeler ve Geniş Kalçalar" olarak bilinen bir kitabın adını değiştirmenin ne gereği vardı ki? "İri Memeler ve Geniş Kalçalar" aslında başıma hiç de bela olmadı, hem günümüzde böyle bir kitap adı kimi korkutup kaçırabilir ki?" Anlaşılacağı üzere Jintong bir meme bağımlısı. Ülkedeki karışıklık sebebiyle 13 yaşında okula başlayabilme imkanı bulan Jintong, ergenlik dönemlerine kadar anne sütü ile besleniyor. Bu bağımlılığında, büyümeyi reddetmesinin de payı büyük. Ek gıda olarak ise keçi sütü içiyor. Dolayısıyla, meme objesine, anne sütünün kaynağı olduğu için bir kutsiyet yüklenmiş kitapta ve karakteristik bir figüre evirtilmiş. "Annem o kadar cefa çekmesine rağmen, sütü hâlâ çok verimli ve kaliteliydi." Eser boyunca işlenen vahşeti anlatmam elbette olanaksız. Öyle bir yokluk ki akla hayale sığmaz. Emeklerinin karşılığını alamayan değirmen işçilerinden bir örnek vereyim. Bu işçiler ailelerini doyurmak için, çalıştıkları değirmenden buğday çalıyorlar. Çalmak eylemi nasıl yapılır? Ya çuvalla sırtlanır, olmadı cebe doldurulur, olmadı bir araç çekilip istif edilir... Yok bunların çalması da başka türlü bir acı. Yutarak çalıyorlar, buğday tanelerini dişleri ile öğütmeden, tümden yutup midelerine doldurmak suretiyle... Eve gelince ise, kendi kendilerini kusturup, çıkan buğdayları temizliyor, onları pişirerek, aile bireylerinin karınlarını doyuruyorlar. Bu yokluğun ötesi var mı? 1 ön söz, 7 bölüm ve 1 ek'ten oluşan bu şaheser, toplamda 1038 sayfa. Bu hacim sizi yanıltmasın, korkutmasın, tek bir sayfasında bile sıkıldığım olmadı, öyle akıcı, öyle dokunaklı, öyle gerçek... Okurunun daralma ihtimalini yine de hesaba katarak, ne olur ne olmaz diye aralara, lugatlarda rastlamamızın bile pek mümkün olmayacağı okkalı argo tabirler ve küfürler serpiştirmiş yazar. Ele avuca gelir cinsten değiller üstelik. Mesela bir komutanın askerlerinin "yedi ceddi"ne sövdüğü bir paragraf var. Burada çevirmen hemen araya giriyor ve aslında özgün metindeki küfür" on sekiz ceddi" kapsıyordu, ben dilimize göre daralttım, diyor. İlkokul terk bir yazar olan Mo Yan, şartlar elverseydi de tahsilini tamamlayıp, bir akademisyen olsaydı, çok büyük ihtimal şimdiye Küfür Dili ve Edebiyatı bölümü çoktan kurulmuş olurdu zannımca. Daha fazla başınızı ağrıtıp, içerik hakkında detay vermeden cümlelerimi noktalamak en hayırlısı olacak sanırım. Sözün özü; Mo Yan yer yer bizi güldürmeyi başarsa da, bu gülümsemeler bile arkasında gizli bir hüzün barındırıyor. İçerikte de yer verdiği Lenin'in bir sözünü kendine direktif ediniyor ve "'Geçmişte yaşananları unutmak da bir çeşit ihanettir.' diyor. O halde Çin tarihine, Japon vahşetine, bir ananın meziyetlerine ve evlatlarının çilesine edebi bir şölen eşliğinde tanıklık etmek, literatürünüze enfes ötesi bir ek yapmak istiyorsanız, okuyunuz, okutunuz... "Bir insanın saç rengi ister kızıl, ister sarı, ister siyah olsun, hepimizin Tanrı'nın kuzuları olduğunu da söylememiş miydin? Kuzunun tek istediği çayır çimen değil mi?"
İri Memeler ve Geniş Kalçalar
İri Memeler ve Geniş KalçalarMo Yan · Can Yayınları · 2019518 okunma
··
5bin görüntüleme
Bertha Mason okurunun profil resmi
Of of.Ne okudum böyle.Kendime gelemedim.Boğazıma bir yumru oturdu resmen.Kelimelerin ahenginden başım döndü.Yazmaya ve düşünmeye sevk eden, harikulade bir inceleme.Umarım yenileri de gelir.🌸 Helall! 😅
Seda okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Bertha😍 Ama devamını umma artık, hevesim kalmamıştır malum site şartlarından ötürü...
1 sonraki yanıtı göster
Sultannn okurunun profil resmi
Nereden başlasam bilemedim. Kitabı o kadar güzel işlemişsin ki, ellerine sağlık diyip bırakmak sana haksızlık olacak. Kızların kaderi, dünyanın neresine gidersek gidelim hiç değişmiyor. Hep ikinci plandalar. Ama buna rağmen erkeklerden daha güçlüler. Sanırım bu da gördükleri muameleden kaynaklanıyor. O kadar itilmiş oluyorlar ki, toplumda kendilerine bir yer edinmek için mücadeleyi hiç bırakmıyorlar. Anlatılan yoksulluk gerçekten çok acıymış. Midelerine aldıkları buğdayı, çıkarıp pişirmek. Nasıl bir yoksulluktur. Seda, bana Zoom üzerinden hızlı okuma kursu verir misin? Arkadaş, bu ne hız! Kıskanmamak mümkün değil. Kendimden utanıyorum :))
Gönül. okurunun profil resmi
Yazarla tanışmak için zaten sabırsızlanıyorum. Öyle güzel bir ön okuma oldu ki benim için:) Kalemin daim olsun da biz hep böyle incelemeler görelim hocam.
Seda okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Bilge Hoca'm. Nisan ayında Mo Yan etkinliği yapılacak, fırsat bu fırsat kaçırma o halde
AkilliBidik okurunun profil resmi
Nisan ayı listeme aldım şimdiden. Enfes kitaba enfes inceleme, ellerin dert görmesin arkadaşım.
Seda okurunun profil resmi
Seveceksin
AkilliBidik
AkilliBidik
eminim. Teşekkür ederim♥️
Ebru Ince okurunun profil resmi
Nisanda geliyoruuum :)) inceleme de möhteş olmuş bacım :)) aş erdik kitaba erken erken sayende ❤:))
Seda okurunun profil resmi
Ebru Ince
Ebru Ince
yoksa yoksa bu, Nisan'da yapacağın bir Mo Yan etkinliğinin ayak sesleri mi?
6 sonraki yanıtı göster
Celal Kocabey okurunun profil resmi
Gerçekten çok açıklayıcı ve etkileyici bir inceleme olmuş. Ben de en kısa zamanda alıp okumak isteği oluşturdu bu güzel incelemeniz. Emeğinize sağlık.
Seda okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Celal Bey, yorumunuzu yeni gördüm kusuruma bakmayın. Şimdiden keyifli okumalar diliyorum.
1 sonraki yanıtı göster
Ebru okurunun profil resmi
Bu harika inceleme için teşekkürler. 🌿
Seda okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim, eksik olmayın.
12 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.