Ayrılık gerçekleştiğinde, alışkanlığın ağrı kesici etkilerinden kalbimiz de yararlanacaktır, ama o zamana kadar ıstırap çekecektir. Bugün
bize en çok mutluluk veren şeyin, sevdiklerimizle görüşüp
konuşma imkânının elimizden alınacağı bir gelecek korkusunu dağıtmayan, aksine artıran bir şey daha vardır: bize şu anda daha
da zalim gelen bir azabın, bu mahrumiyetin acısına ekleneceği düşüncesi. Bu azap, acımızı bir acı olarak hissetmemek, ona ilgisiz
kalmaktır; çünkü o zaman, benliğimiz değişecektir; artık çevremizde bulamayacağımız şey, sadece ailemizin, sevgilimizin,dostlarımızın büyüsü olmayacakta; onlara olan sevgimiz, bugün
çok önemli bir yer kapladığı kalbimizden öyle kökünden koparılmış olacaktır ki, düşüncesi bizi bugün dehşete düşüren,
onlardan ayrı bu hayat hoşumuza gidecektir belki; yani benliğimiz için gerçek bir ölüm olacaktır bu; evet, ölümün ardından diriliş gelecektir, ama farklı bir benlikle; ölüme mahkûm eski benliğimizin unsurlarıysa, bu yeni benliği sevecek kadar kendilerini aşamazlar.