Gönderi

Tolstoy romanlarına dair küçük bir inceleme diyebiliriz
Diyalogda, her roman kişisi, sosyal konumuna, mizacına, arkadaşlıklarına, yaşına uygun düşen bir dile sahiptir. Manzara, asla baş kişilerin gerisine bir fon bezi gibi konulmaz, onların ruh halini yansıtır ve eylemine katılır. Ruhların, orduların çarpışması - okur, kitabın son sayfasını okuyup bitirdiğinde, sanki kendi hayatında bir kopma olmuşçasına şaşkındır. Bununla birlikte, bir sarhoşluk hissetmez, kendisine bir vahiy, kehanet gelmiş değildir. Lev Tolstoy bir hayalperest değildir, Dostoyevski gibi uçurumun üzerinde bir meşale sallamaz, roman kişilerini tam tersine çevirmez, bizi kendi gölgemizle korkutmaz. İncelemeleri, ölümlülerin çoğu tarafından doğrudan algılanabilir olanının sınırını asla aşmaz. Ama canlıların ve şeylerin çekiciliğine, normal bireyden daha fazla kapılır. Bizi öteki dünyaya yaklaştırmak yerine, gerçeğe yaklaştırır. Onun nazarında, insanlar ve bitkiler, taşlar ve hayvanlar aynı düzlemdedir. Bir çiçeğe gösterdiği ilgiyle hayvan leşine yaklaşır. Evrenin açıklanması açısından, yaşlı bir atın gözünde okuduğu uyku, bir yüzbaşının yüzünde görülen kendini beğenmişlik kadar önemlidir.
Sayfa 436 - İletişim, 2. Baskı, 2020Kitabı okudu
··
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.