Gönderi

Devlet çözümlemeleri
Gerçekten de, asıl sorun yaratan, temel olarak, kurulu düzenin sorun yaratmamasıdır; kriz durumlarının dışında devletin ve onun kurduğu düzenin meşruluğuna ilişkin bir sorunun olmamasıdır. Devlet, düzenli bir toplumsal dünya yaratmak için, ille de buyruk vermeye ve fiziksel bir baskı uygulamaya gereksinim duymaz: Nesnel yapılarla uyum sağlayan içine somutlaşmış bilişsel yapıları üretebilecek ve böylece Hume’un sözünü ettiği inancı ve kurulu düzene kanısal boyun eğmeyi sağlayabilecek durumda olduğu sürece bu böyledir. Bununla birlikte bu temel siyasal inancın, bu doksa'nın, ancak rakip görülere karşı verilen mücadeleler sonucu kendisini dayatmış olan bir ortodoksluk, bir doğru, egemen görü olduğu ve fenomenologların sözünü ettikleri “doğal tutum”un, yani ortak kanı dünyasının ilk deneyiminin, tipkı kendisini olabilir kılan algı kategorileri gibi siyasal olarak kurulu bir ilişki olduğunu da unutmamak gerekir. Bugün, bilincin ve tercihin berisinde bir apaçıklık biçiminde ortaya çıkan, çoğu zaman mücadelelerin hedefi olmuş ve ancak egemen olanlar ile olmayanlar arasındaki çatışmaların sonucunda kurulmuştur.
Sayfa 120 - hilKitabı okudu
··
14 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.