Gönderi

Dünyadaki her köklü yenilik, her köklü değişim, şansını önce öfkeli devrimcilerle değil ama ilımlı Reformcularla dener ve yaşadığı çağ Erasmus'u, sessiz, ama önüne geçilmez biçimde etkinliğini sürdüren aklın simgesi olarak görmüştür. Avrupa, görkemli bir an boyunca birlik ve bütünlük içerisinde bir uygarlığın hümanist düşünde birleşmiştir; bu uygarlık içerisinde tek bir dünya diliyle, tek bir dünya diniyle, tek bir dünya kültürüyle insanlığa yalnızca yıkımlar getiren o öncesiz parçalanmışlığa son verilmesi öngörülmüştür; bu unutulmaz deney, tuhaf bir biçimde Rotterdamlı Erasmus'un adına ve kişiliğine bağlı kalmıştır. Çünkü Erasmus'un düşünceleri, istekleri ve düşleri, dünya tarihinin kısa bir zaman dilimi boyunca Avrupa'ya egemen olmuştur ve Avrupa'nın kesin olarak birleştirilmesine ve barışa kavuşturulmasına yönelik bu arı ruhlu iradenin, hepimizin ortak vatanının kanla yazılan trajedisi içerisinde yalnızca çok çabuk unutulan bir sahne olarak kalması, hem Erasmus adına, hem de bizler adına müthiş bir yıkımdır.
·
77 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.