Gönderi

“Biz, önceki bütün kuşakların gözünden kaçan bir şeyi fark ettik bence: Dünyayı etkileyen önemli kararlar, aslında salt resmî binalarda ya da kamuyla basının sıkı gözetimi altındaki uluslararası toplantılara ayrılan birkaç gün içerisinde verilmez. Tartışmaların vürütülmesi ve ciddi kararların alınması, daha çok bu ülkenin önemli evlerinin gizliliği içinde sessiz sakin gerçekleşir. Bunca tantana ve törenle toplumun gözü önünde olup bitenler, bu evlerin duvarları arasında haftalar, hatta aylar boyunca olup bitenlerin bir sonucu ya da yalnızca onaylanmasıdır genelde. Bu yüzden bizim kuşağın gözünde dünya daha çok bir tekerlek gibiydi, bu tekerleğin göbeğinde bu önemli evler bulunuyordu, onların güçlü kararları da çevrelerinde dönen, zengin ya da yoksul herkesi etkilerdi. Çalışıp çabalayıp bu göbeğe ulaşmak için elinden geldiğince ilerlemek, bu meslekte yükselmek isteyen herkesin isteğiydi. Dediğim gibi, idealist bir kuşaktık, bizim için sorun insanın becerilerini yalnızca ne kadar iyi kullandığı değil, aynı zamanda hangi amaç uğruna kullandığıydı; her birimiz daha güzel bir dünya yaratma çabalarında çorbada tuzumuz olsun istiyorduk ve bizim meslekte bunu gerçekleştirmek için en güvenli yolun, uygarlığı ellerinde tutan, zamanımızın büyük beyefendilerine hizmet etmek olacağını da anlamıştık.”
Sayfa 101Kitabı okudu
·
41 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.