Bugün liberal sol da, popülist sağ da korku siyasetine kapılmış durumda: göçmen korkusu, feminist korkusu vb. veya fundamentalist popülistlerden duyulan korku vb. Burada yapmamız gereken ilk şey, korkudan kaygıya geçmeyi başarmak: Korku, harici bir nesnenin kimliğimize oluşturduğunu düşündüğümüz tehditten kaynaklanır; halbuki kaygı, kimliğimizle ilgili, dış tehditten korumak istediğimiz bir terslik olduğunu fark ettiğimizde doğar. Korku
bizi harici nesneyi yok etmemiz için zorlarken, kaygıyla yüzleşmek kendimizi dönüştürmeyi gerektirir. İnsan Benjamin'in, eski düzen ölürken ve yenisi henüz doğmamışken ortaya çıkan canavarlarla ilgili önermesini tersine çevirecek oluyor: Bir düzen hüküm sürdüğü müddetçe, dehşetler ve canavarlar normalize olur;
ancak eski düzenin ölüp de yenisinin henüz belirmediği geçiş sürecinde dehşetler oldukları halleriyle görünür, normal görünmekten çıkarlar ve böyle umut anlarında, büyük eylemler mümkün
olur.