"Anlıyor musun, kıskanıyorum. Bir deli gibi, bir çılgın gibi kıskanıyorum. Bu gözleri, beni deli eden, çıldırtan bu güzel gözleri, bu siyah gözleri kıskanıyorum... Onlarda bir başka hissin, bir başka hayalin gölgelerini görmek istemem. Onlarda yalnız ben yaşamak, yalnız ben ölmek isterim..."
Arka kapaktaki bu alıntıyı okuduğumda psikolojik tahlillerin oldukça yoğun olduğu kısacık bir roman olduğunu düşünmüştüm, bu tarz kitapları çok nadir okusam da genelde çoğunu beğeniyorum açıkcası. Türk Edebiyatına hemen hemen aşina olsam da üzülerek yazar ve eseriyle daha yeni tanışabildim oysa Fecr-i Âti topluluğunun en ünlü romancısı olarak kabul edilmiş. Dili oldukça sadeydi, herhangi bir karmaşıklığa veya anlaşılmazlığa neden olabilecek bir dil içermiyordu.
Tıbbiye'deki öğrenciliği sırasında ise
Mehmet Rauf'un etkisi altında kalarak eserlerini yazmaya başlamış yazarımız. Kitaba başlamadan önce özellikle bu nedenden dolayı oldukça heyecanlıydım.
Konular apayrı da olsa
Genç Kız Kalbi kitabını anımsattı bana hatta biraz. Sevme ve sevilme duyguları her iki kitapta da oldukça yoğundu. Siyah Gözler kitabında ise bunların yanı sıra kıskançlık ve şüphe duyguları da ağır basıyor.
Aslında günümüz Türkiye'sinde her ne kadar farklı gözle bakılmasa da kendinden küçük bir erkeği seven bir kadının hislerini anlatıyor kitap. Kitabın yazıldığı dönemle de bağlantılı olarak kadın kendinden küçük bir erkeği severek diğer insanların ona "namussuz" veya "iffetsiz" gözüyle bakacağını ve adamın kadını daha genç bir kadınla aldatacağını tabiri caizse adamın kadınla gönül eğlendirdiği duygularına kapılıyor. Bu duygular da artık kıskançlık olmaktan çıkıp saplantılı olmaya kadar varıyor.
Mehmet Rauf yazarlarımızdan herhangi bir eseri okuyup da beğendiyseniz bu kitabı okumaktan da pişman olmazsınız diyebilirim. Benim oldukça beğendiğim bir eser oldu. Hatta değeri bilinmemiş bir kitap gibi geldi bana. 70 sayfada oldukça yoğun tatlar alıyorsunuz.
Keyifli okumalar.
Siyah GözlerCemil Süleyman · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20202,346 okunma