Yani toplumun kendine empoze ettiği bu baskılar sonucu her şey kısır döngüye giriyor ve birey bunu fark etmeye başladığı zaman tutkulu şekilde yaptığı, sevdiği işleri yapma hevesinin kırıldığı ve insanların onu yaptığı şeylerden takdir etmesi yerine yapamadığı şeyler üzerine baskı kurarak onu bir kalıbın içine soktuğunu görmeye başlıyor - en basit örnek olarak ögrencilere sırf matematik yapamadığı için onun hayatının geri kalanında işsiz kalacağı söylenmesi gibi ama bunun yerine öğrencilere en iyi yapabildiği şeyler üzerinde desteklemek ve onları "yetişkin" hayatına hazırlamak için yardımcı olmaları gerekir yoksa milletin üzerinde korku, stres yarata yarata hiçbir yere varamayız tabi ki de matematik yapmak gerekir ama bunu en azından bulunduğu şartlar yüzünden (eğitim sistemi vb.) zorunda olması, başkasının zorlamasıyla nefret ederek yapmaktan daha iyidir-.Tıpkı burdaki karakterin "centilmenlik" stereotypine sokulması gibi. Ama tabi ki yine burda da her kişi aynı şeye değil de kadın-erkek rolünde de toplumun yönelttiği baskıların farklı olduğu da görülmekte. Bu da tıpkı Korku kitabında Irene'nin bastırılması gibi. 
Korku Burdaki suçun büyük kısmı topluma ait ama bireylerin geçmişte ne yaptıkları da tabi ki tartışılır ama hiç kimse ne yaparsa yapsın böyle bir cehennemi hak edemez (istisnalar hariç). Bunu hak edip etmemek konusu olması da tartışılır tabi.
K
@kisreading
·2yıl
"...tutkumun sadece körelmiş olduğunu, toplumsal çılgınlık tarafından, dayatılan centilmenlik ideali tarafından çiğnenmiş olduğunu anladım..."
Sayfa 36Kitabı okudu
·
52 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.