Eğer Hakk'ı arayan talibin gönül sahası Allah'ın lütfu ile bütün arzu ve dileklerden arınır ve orada Hak Teâlâ'dan başka istek kalmazsa, o esnada yaratılmasının gayesi ortaya çıkar, kulluğun hakikati yerine gelir. Bundan sonra o kişiyi eksik insanları terbiye için geri (dünyaya) döndürmek isterlerse, Allah katından ona bir irade ve ihtiyâr hediye edilir. Böylece o kişi izin verilmiş bir kul gibi, sözlü ve fiili işlerinde tercih sahibi ve izinli olur. Allah'ın ahlâkı ile ahlâklanma makamı olan bu mertebede, irade sahibi kişi ne isterse diğer insanlar için isteyecek, diğer insanların iyiliğini ve menfaatini düşünecektir, kendi menfaatini değil.