“YAŞIYORUZ SESSİZCE...”
“İki kişilik bir yalnızlığım fotoğraflarının önünde.
Birisi alıp götürdüğün, öteki bırakıp gittiğin..”
Yazarın okuduğum ilk kitabı, onunla da ilk tanışma kitabım oldu. 1953 Yozgat doğumlu ve hayatta olan bir şairimiz ##$##yazarSeolar:i2395.$$#$$ 2015 Yılında eşi Hatice Hanım’ın vefatı üzerine 2016’da ‘
Yaşıyoruz Sessizce’yi kaleme almış. 45 Yıllık evliliğini, takma adıyla ‘Ömür Hanım’ dediği ‘ömrünü’ toprağa veren Erbaş, eşinin hastalığı sürecinde ve vefatının ardından yalnızlığını bu satırlara dökmüş..
Kitabın başında şöyle bir cümle geçiyor: ‘Babanız içeride şiir yazıyor diye, çocuklarımı sessiz ağlattım ben.’ (Hatice Erbaş). Bu iki dizeyi okuduktan sonra şiirlerini zaten başka bir anlamla okuyorsunuz. Şair de bu söz hakkında şunu söyler: ‘Beni darmadağan etti. Bu iki dize benim odada yazdığım tüm şiirlere bedeldir..’
İnsan başka nasıl katlanır ölüme bilmiyorum. Öyle hissettiriyor ki Şükrü Erbaş cümlelerini ve çok derin anlamlar içeriyor her sayfası. Bir günde okunabilir, kısacık ama defalarca dönüp okursun her şiirini. Bazen Ömür Hanım olup tebessüm ediyorsunuz mısraların karşısında, bazen içiniz burkuluyor. Sadece şiir değildi okuduklarım, birer ağıttı aynı zamanda..
‘Ömrüm’ dediğin insanı kaybedince bitermiş insanın ömrü. Sonrası ‘sessizce yaşamak’. En kabuğuna çekilmiş, en güzel yaşayış şeklidir belki de ‘sessizce yaşamak’. Umarsız, beklentisiz, zararsız, kendince, olabildiğince, yaşıyorsun, nefes alıyorsun. En asil tercihtir belki de. Kitabın adı da şiirleri kadar güzel, naif bu yüzden..
Şiir severler için ölüm, özlem ve yalnızlık temalı
harika bir kitap, okuyun ve okutun...
"Ayrılık ne biliyor musun? Ne araya yolların girmesi, ne kapanan kapılar, ne yıldız kayması gecede, ne güz, ne ceplerde tren tarifesi, ne de turna katarı gökte... İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık" (
İnsanın Acısını İnsan Alır, s.110). İşte Erbaş, sizin de ifade ettiğiniz gibi eşinden ayrılığında iç dünyasında yaşadıklarını şiirlerinde harika bir şekilde dile getirmiş. Bunu incelemenizde öyle güzel yansıtmışsınız ki... kaleminize ve yüreğinize sağlık.👌👏📚
Şair için eşi hayatında çok önemli bir yer tutar hatta kendi tabiriyle eşini kendisinin tamamlayacısı olarak gördüğünü ifade eder. Dolayısıyla bu kitapta,
"Bana hiç şiir yazdın mı ?" diye soran Ömür hanım yani Hatice Erbaş 'a, Şükrü Erbaş tarafından eşinin vefatı sonrası yazılan şiirlerden oluşan bir kitaptır.
Aynen öyleymiş. Keşke kendisi de görebilseydi. Zaman geç kalanı affetmiyor işte...
1 sonraki yanıtı göster
Şükrü ERBAŞ’ın şiirleri ayrı bir mana derinliği taşır. Bu kitapta sevgi var,vefa var ,erken yitirme var. Kitapta “İPİ KOPMUŞ BONCUK” adında bir bölüm var. Belki de tüm anlatılmak istenenin özeti gibi. Şair “ Güzelliğin geçici olmadığını senden öğrendim”diye sesleniyordu ÖMÜR HANIM’a. Bir başka yerde “Kimi seviyorsan acısı sende kalıyor” diyordu. Ve belki de bu da şairin HÂFIZ’dan kendi duygularına tercüman olsun diye aldığı son isteğini anlatan sözleridi. “Kefenimi toprağının altına sermedikçe,elimi çekmem senden,çekmemi bekleme”
Bir kez daha Ömür Hanımı anma imkanı veren inceleme için de elinize sağlık.
Rica ederim, harika yorumunuz için de ben teşekkür ederim.
Şükrü Erbaş’tan/İpi Kopmuş Boncuk’u dinleyelim öyleyse: youtu.be/a7WvL2NuwVU
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.