Acı ile Gülümsemek..
"Bakıp görmek" ile "Bakıp geçmek" arasındaki ayrımı ben bir kere daha Nikolay Vasilyeviç Gogol sayesinde içselleştirme şansı buldum..
Ölü Canlar, baş kahramanımız Pavel İvanoviç Çiçikov üzerinden işlenmektedir. Kahramanımız, bir takım emellerini gerçekleştirebilmek için çıkmış olduğu yolculukta hepimizin ilgisini çekebilecek, türlü türlü huy ve davranışları olan toprak sahipleriyle alışveriş yapmaktadır. Daha doğrusu yapmaya çalışmaktadır. Konusu ilk etapta beni de tıpkı toprak sahipleri gibi şaşkınlığa uğratmıştı. Hiç alışılagelmiş bir alışveriş değildi çünkü...
Kahramanımız Çiçikov, bu yolculuğa çıkmadan evvel devlet bünyesinde çalışmış bir memurdur. İşlerin yürüyüş biçimini pek âlâ bildiği için, önüne çıkan pürüzleri püskürtmede ustalığını kullanarak hepsinin üstesinden gelebilmiştir. Biraz hileci, içten pazarlıklı olan Çiçikov gönlümüzü fethetmeden de geri kalmıyor. Etrafındaki insanlarla olan konuşma şeklinin yanı sıra, iç sesi ile kendi kendiyle konuşma esnaları beni fazlasıyla eğlendirdi..
Okurken size hiç uzak gelmeyen türlü türlü insanlarla karşılaşacak, hepsini ayrı ayrı inceleyeceksiniz. Artıları eksileri olan bu insanları (tıpkı hepimizde olduğu gibi) okurken özeleştiri yapmanızı sağlıyor.
Ben kitaplarla samimiyetimi arttırdığımdan bu yana, "yargılamak" sözcüğünü hayatımdan çok uzaklarda tutmaya çalışıyorum. Tamamıyla başarabiliyorum desem inandırıcı gelmez heralde.. Ama bunun için çaba sarfettiğimi biliyorum. İnsanları hatalarından dolayı yargılayıp suçlamak, onların hangi durumlar karşısında bu hatalara düştüğünü bilmeden oturduğun yerden konuşmak, aynı şeyi bir başkası senin için yaptığında bütün savunma silahlarını kuşanıp hepsini kullanırız. Düşünelim...
Ben bir bölümde yazarımız için açmak istiyorum;
çünkü beni derinden etkileyen bir yazar oldu benim için..
Henüz 2 kitabını okuma şansı elde ettim;
Bir Delinin Anı Defteri - Palto - Burun - Petersburg Öyküleri ve Fayton
Ölü Canlar
Yazar hakkında edindiğim ilk fikir sıradışı hikâyeler yazabiliyor olması. Sanki nesnelere hayat veren bir adam.. Bu nesneler üzerinden bizlere hayatın acı gerçeklerini okurken güldürerek ama en nihayetinde acınası hayatlarımıza güldüğümüzü kanıtlayan türlü hikâyelerle gösteriyor.. Palto, Burun, Bir Delinin Anı Defteri ve keza Ölü Canlar da öyle..
Yazarımızın fazlasıyla hassas bir ruhu olduğuna inanıyorum. Hani vardır içimizde her şeyin iyi ve güzel olmasını isteyen hassas ruhlu insanlar. Olumsuzluklardan oldukça fazla etkilenen, bunlara savaş açma isteği duyan, örnek olup herkese iyiliği güzelliği katma umudu taşıyan... Ama..
Ama bunu hazin bir sonla, belkide asla gerçekleşmeyecek bir umut olduğunu, kabul etmesi gereken bir gerçek olduğu, ama bir türlü kabul etmek istemeyişi gibi bir sonla maalesef hayat ışığını kaybediyorsun..
İşte böyle yüce gönüllü bir insan yazarımız..
Kitabın en başında "Yazardan Okura" olan kısım zaten yazarı sevmeme yetti.. Öyle içtenlikle yazılmış satırlar ki. Kendini asla üstün görmeyen, "lütfen eksik veya şurası daha farklı olsaydı dediğiniz yerleri bana bildirin, mutlaka bana yazın." diyordu.. "Bana bir çocuğa anlatır gibi anlatın." diyordu.. "En basit en yalın şekli nasılsa öyle yazın, mutlaka yazın." ...
"Manik depresif psikoz" diye adlandırılan bir hastalığı vardı yazarımızın. Hayatı boyunca bu hastalıkla mücadele etmiş. Krizlerin geldiği dönemlerde, kendini günlerce odaya kapatıp, yemeden içmeden kendini kesiyor, hayattan soyutluyordu. Bazen dizleri üzerine çökmüş dua eder vaziyette kalıyordu.
İşte tüm bunlardan çıkardığım sonuç, hayatın acı gerçeklerini kaldıramayan, kabul edemeyen bir insan var karşımızda.
Ölü Canlar iki cilt şeklinde yazılmış ve ikinci cildi tamamlanamamıştır. Tamamlanamama sebebinin o en hassas dönemlerine denk gelmiş olmasıdır diye düşünüyorum. İlk cildinde, daha çok eksileri olan karakterleri ele almış olması ve özellikle altını çizmek istediğim devlet daireleri ve burada çalışan kamu görevlilerinin insanları nasıl hiçe saydığını görerek göstermek, bütün bunların yanı sıra, kötülerin var olduğu kadar iyilerde içimizde mutlaka vardır düşüncesi ile iyi ve yüce gönüllü insanları yazma çabasına girişip bunu bir türlü başaramaması belini bükmüştür. Artık umudu tükenmiştir. İkinci cildi yakıp kül etme girişiminde bulunmuştur.. Ve bir özkıyımla hayatına son vermiştir..
İkinci cildi okurken, o eksik olan kelime veya cümleler kısmında olan noktalar yüreğime saplandı sanki.. Düşünsenize yanmakta olan satılar kurtarılmış ve belli kısımları yanmış, okunaklı kısımlarla kitap tamamlanmaya çalışılmış.. Her noktalı olan yere geldiğimde ucu yanmış kağıtlar canlandı gözümde..
Çok sevgili Gogol'a notum;
Bu dünyada kötülerin var olduğu kadar, iyilerde emin olun ki vardır. Siz bize, bakarken görmenin ne demek olduğunu bir kere daha gösteren, böylesine yüreği derin ve güzel insanların da var olduğunu hissettiren bir kişi oldunuz.
Saygı ve Rahmetle...
Ölü Canlar 
Nikolay Gogol
··
2.454 görüntüleme
İncelemeniz gayet içten ve yerinde tespitler çok güzel olmuş. Bu Dünya'da iyi ve kötü insanlar vardır. İyi insanlar iyi ki varlar. Yazarımız da dediğiniz gibi hassas bir insan ki bu satırları bizlere sunmuş. Bu kitabı sizin incelemenizi göz önünde bulundurarak bir daha okuma kararı aldım. Teşekkürlerimi sunuyorum. 🤓📚📚
Bu düşünceniz beni gerçekten çok mutlu etti.. 🤗 Güzel yorumunuz ve samimi düşünecelerinizi paylaştığınız için bende çok teşekkür ederim.. 🙏🏻📚🍀
1 sonraki yanıtı göster
Kaleminize sağlık. Bilhassa yargılamaktan kaçınmak kısmına katılıyorum. Okudukça siyah-beyaz, doğru yanlış bir dünya anlayışından gittikçe uzaklaşıyor insan. Eleştirmek, kınamak, suçlamak ve yargılamak gitgide zorlaşıyor. Geçen bir paylaşım yapmıştım "sele dönüşen felaketin ilk su hüzmesini döken testiyi tutan el" e dair. Suçlu varsa kimdir bu? Böylesi uzun silsilelerde bunu nasıl tespit edeceğiz, bataklık kurumadan sivrisinekleri nasıl suclayacağız?...
Noktaları yerlede yanık lekelerini görmek... Harika... 👏🏻👏🏻
Çok anlamlı bir paylaşım, insan düşündükçe pek çok şey çıkarabilir.. "Testiyi tutan el..."👏🏻
Yine düşünmeye iten bu güzel yorumunuz için teşekkür ederim.. 🙏🏻
Sayenizde öne alıp okumama katkı sağladığınız ve bu duyguları yaşamama vesile olduğunuz için tekrar çok teşekkür ederim.. 🙏🏻📚🍀
2 sonraki yanıtı göster
O kadar güzel bir inceleme olmuş ki emeğinize sağlık 😊🙏 Bende Gogol'dan ilk olarak öykü kitabını okumuştum ve nesneleri konuşturuyor tespitinize katılıyorum. Rus klasiklerinde görmeye alışkın olduğumuz konuları farklı bir bakış açısıyla ele alabilen bir yazar Gogol. Bu incelememişsen sonra bir sonraki alışverişte almak farz oldu☺
☺️ O güzel yüreğinize sağlık.. Size bir şeyler hissettirebildimse ne mutlu bana.. İçimden gelenleri aktarmaya çalıştım. Belki doğru belki yanlış oldu bilmiyorum.. İnşallah siz okuduktan sonrada duygu ve düşüncelerinizi almak nasip olur. Şimdiden keyifli okumalar diliyorum ve yorumunuz için çok teşekkür ederim.. 🙏🏻📚💐
Güzel bakan güzel görürmüş, o yüzden eskiler kendileri övüldüğünde bir estağfurullah niyetine " o sizin kendi güzelliğiniz " dermiş.
Çok güzel bakmışsınız ve çok güzel görmüşsünüz. Farkınız da bu güzelliğiniz.
Yargı kelimesi mahkemeyi çağrıştırır, jesus un çok güzel iki sözü vardır bu konuda
' Sizi benim başıma kim yargıç seçti '
' Yargılamayınız ki Yargılanmayasınız '
Çok teşekkür ederim, o sizin kendi güzelliğiniz. ☺️🤗
Müsait bir gününüzde de sizden dinlemek isterim yazarımızı.
Müthiş sözlermiş, çerçeveletmelik.. 👏🏻
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.