Dergi kronolojik hatalarla dolu, kim ne zaman yaşamış da bu yazıları yazmış belli değil. Üstelik hep erkek düşünceleri ile doluydu. Birkaç tane kadın yazar vardı, o da kısaydı. Oysa güzel de yazılar çıkıyor. Neden hep bilinen kişilerin yobaz
Friedrich Nietzsche yorumlarını okutuyorsunuz? Kadınların görüşleri de olur diye merak etmiştim ama sürekli bir eril felsefenin içine düştük çıkamıyoruz. Yine de
Martin Heidegger gibi kişilerin de yazıları bulunuyor. Son olarak da
Celal Şengör'ün bazı ifadeleri var. Sivri dilli biri olsa da
Friedrich Nietzsche'yi sever. Sürekli söylerdi ben Nietzsche'yi orijinal dilinden okurum sizde öyle yapın diye. Çok haklı olduğunu gösteren bir tespit var dergide.
Friedrich Nietzsche'nin 1 sayfa dolusu sözlerini farklı yıllarda, farklı insanları çevirilerini vermişler. Hepsi Türkçe ve hepsi de aynı sözler ama tamamı farklı biçimlerde çevrilmişti. Bu insanlar kim oluyor da var olan bir sözü kendi kalıplarına göre yazıyor? Bu yayınevleri bir kitabı basarken nasıl bir düzenleme ve inceleme sürecinden geçiriyor. 4 farklı insandan 4 farklı çeviri çıkmamalı.
Nietzsche'yi anlamamak için özel çaba veren bir edebiyatımız var. Felsefeden kaçan bir millete bu kadar kötü çeviri ve edisyonla yine iyi ki komple terk etmemişiz. Mesleğini düzgün yapmayan, sadece çevirmek için çeviren ya da akademik bir görevli gibi çeviriye kendi fikirlerini katanlar ne yazık ki sadece zarar veriyor. Güzel bir inceleme yazabilirdim ama şevkimi kırdılar.
Haldun Taner'in Nietzsche Diye Biri adlı yazısı da okunabilir. İçindekiler kısmına bakıp ilginizi çekenleri okumanız sinirleriniz için daha iyi gelecektir.
Cogito - Sayı 25Cogito Dergisi · Yapı Kredi Yayınları · 200170 okunma
·
477 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.