Gönderi

Kâfirlere ve bazı isyankâr müminlere kabir azabının olacağı haktır. Bunu doğruyu haber veren Peygamber Efendimiz bildirmiştir. Münker ile Nekir ismindeki iki meleğin müminlere ve kâfirlere kabirde sual sorması da haktır. Kabir, dünya ile ahiret arasında geçittir. Bu nedenle de kabir azabı bir yönü ile dünya azabına uygun olup, kesinti kabul etmektedir. Bir diğer yönü ile de ahiret azabına uygundur, hatta gerçekte o ahiret azabından sayılır. Şu âyet-i kerime kabir azabı hakkında inmiştir: "Sabah akşam cehenneme arzedilirler..." (Mü'min 40/46). Kabir rahatlığının da iki yönü vardır. Said ve bahtiyar kişi; tam bir ikram ve rahmetle hataları ve günahları bağışlanan, hesaba çekilmeyen kimsedir. Hesaba çekilse de dünya sıkıntıları ve kederleri ile hesaba çekilir de, engin rahmetten olmak üzere, bu onun günahlarına kefâret sayılmış olur. Geriye hâlâ bir şeyler var ise kabir sıkıntısı ve orası için tertip edilmiş olan çileler onlara kefâret olur ve mahşerde arınmış ve temizlenmiş olarak dirilir. Böyle bir muameleye tâbi tutulmayıp, azabı ahire te bırakılmış olan kimsenin durumu da aynıyla adalettir. Ancak isyankârlara ve günahkârlara yazıklar olsun! İslâm ehlinden olan bir kimsenin sonu rahmete kavuşmaktır, ebedi azaptan korunmuştur.
Sayfa 71 - Semerkand YayınlarıKitabı okudu
·
204 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.