Kitabı okumamın üzerinden zaman geçti ancak bildiğimiz anlamda “tembellik”ten bahsetmediğini hatırlıyorum. Özünde işçilerin ne kadar uzun saatler boyunca -16 veya 18 saat civarı- çalışmalarına karşı bir başkaldırı niteliğindeydi. Bu durumun değişmesinin gerekliliğine dem vurulup 8-8-8 saat şeklinde günün ayrılması isteniyor. Bununla da 8 saat uyku veya fiziksel dinlenme, 8 saat çalışma, 8 saat hayatta zevk alınacak şeyler (eğlenme, öğrenme, sosyalleşme vb.) için bir pay bırakılması savunuluyor kitapta. Bu bile şu an için hala değişmesi istenen bir paylaşım ancak o dönemin şartları için devrimsel bir nitelikteymiş. Günümüzde 4 gün çalışma 3 gün tatil veya sabahları geç işe gitme gibi esnek çalışma saatleri de bu değişimin günümüze yansımaları. Öte yandan insanların zamanı bir ot veya sevimli küçük canlılar gibi geçirmeyi, eylemsiz bir tembellik yapmayı bu kitaptan algılamaları kitabın özünü bozan bir mesaj bence. Eklemek istedim. Emeğine sağlık Oğuzcum🌸