Gönderi

Maurice’inki gibi ağırkanlı yaradılışlar duyarsız görünür, çünkü hissetmeleri için bile zamana gereksinimleri vardır. İçgüdüleri, iyilik ya da kötülük yönünde hiçbir şey olmadığını varsaymaya yatkındır ve istilacılara direnir. Ele geçirilince, içtenlikle hissederler ve aşktaki duygulanmaları özellikle derindir. Zaman tanınırsa mutluluk duyup onu paylaşmayı bilirler; zaman tanınırsa, cehennemin dibine dek batabilirler. Böylece ıstırabı önce hafif bir pişmanlık şeklinde başladı; uykusuz geceler ve yalnız günler bunu güçlendirdi, Maurice'i iyice tüketen bir cinnete dönüştürdü. Bedenin de ruhun da kaynağı olan o köke ve gizlemeye alıştığı "ben"e inene dek içe doğru gelişti ve sonunda somutlaşınca gücü iki katına çıkıp insanüstülüğe yöneldi. Bu, sevinç de olabilirdi. İçinde yeni dünyalar fışkırdı ve yıkıntılarının uçsuz bucaksızlığından içinde yitirilen nice hazlar ve birleşmeler gördü.
·
43 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.