Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

243 syf.
7/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Selamlar size Yurdumun İnsanı!
Zamanımızın Bir Kahramanı
Zamanımızın Bir Kahramanı
kitabı birkaç yayınevinden satılıyor. Ben iletişim yayınlarından okudum. İletişim yayınlarından okumak, Lermontov'u biraz daha iyi tanımamızı sağlayabilir. İlk kısımda yazarın hayatının bir şeması, yanında o dönemde olan önemli olayların sıralanışını sunmuş bize. Peki biz bunu okuduğumuzda aşağı yukarı neler görüyoruz? Mesela kendisinin bir düello sonucu vefat ettiğini, çizerlik geçmişi olduğunu(ki başta Bela olsun bazı kişilerin çizimleri vardır), Puşkin'i ne denli sevip ölümüne şiirler yazdığını, Darwin'i zamanında yakaladığını, Tolstoy ve Dostoyevski daha henüz doğmuşken daha "bunlar en güzel çağlarımız" dediğimiz zamanları yaşadığını görebiliyoruz. Edebiyat birikerek ve esinlenerek ilerler. Bir şeyin ilki her zaman daha basittir, basit olmayanlar ise gerçek yeniliği ve belki de dehayı gösterir.(esinlenenlerin deha olmadığını söylemek değil bu, bu noktayı kaçırmayalım.) Mesela geçenlerde okuduğum,
Furkan Bozdağ
Furkan Bozdağ
'ın Sadık Hidayet ile ilgili atmış olduğu bir blog yazısında Sadık Hidayet'in
Franz Kafka
Franz Kafka
ve
Friedrich Nietzsche
Friedrich Nietzsche
'den esinlediğini gördüm. Bazıları içinse bu sadece bir özentilik.. Bir Rus yazar düşünün, hayal edin. Ne
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
okudu ne de
Lev Tolstoy
Lev Tolstoy
! Tabii ki onun da esinlendikleri vardı: Puşkin. Bu yüzden şiirler yazdı, ki Zamanımızın Bir Kahramanı tek romanıdır. Keşke şiir okuyabilen bir insan olsam da bu yönü hakkında fikirlerimi sunabilsem.. Yine de romanı hakkında fikrimi dile getirebilirim. Kitabın ana karakteri olan Peçorin için Rus camiasında nasıl ki Gonçarov'un Oblomovluk'u, Dostoyevski'nin Yeraltı Adamı varsa Lermontov'un da Peçorin'i var dediler. Onlar kadar iddialı mıdır bilmiyorum ama Peçorin'in günümüz insanı, sıkılmaların adamı olduğu kesin. Bir zaman çizgisi hayal edecek olursak, Kitap 100 birimlik zamanın 50 biriminden başlayıp 100'e vardıktan sonra baştaki 50 birimini kitabın ortasında tekrar başa sararak yapıyor. Bu başa sarma olayı yeterli derecede kaliteli mi tartışılır ancak o geçişte bir paragraf var ki çok fazla şey ifade ediyor. Bu paragraf ne peki? Bence bu incelemenin sonunda söylenmeli. Baştaki 50 birimlik kısım için fark ettiğim şey şuydu ki Lermontov fikir olarak gerçekten kaliteli fikirleri olan ancak bunu roman olarak sunamayan bir yazardı. Romandansa deneme yazmış olsaydı
Montaigne
Montaigne
gibi, insanı gerçekten tespitleriyle şaşırtabilirdi. Ancak romanında biraz yavan kalıyor, düşünceler iyi yedirilmemiş. Bazı yerlerinde bu kısmın diyebilirsiniz: "Evet, fikir hoş ama neden burada dedi ki?" Bulunulan mekanların tasviri, kendisinin çizer kimliği yüzünden fazla somut olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla aklımda canlandırmak hayli güçtü. Bir yazarla tabii ki her zaman aynı şeyi göremiyoruz ama en azından kendi hayalimde bile oluşamaması :') Sanki Avatar'da Katara'nın oluşturmaya çalıştığı su dalgasının bir anda oluşamayıp okyanusa geri katılması gibi. Neyse ki ilerleyen sayfalarda bir yeri tanımlamaktansa duyguları konuşuyoruz ki bence bu daha lezzetli. Lermontov Hristiyanlığa mensup bir asker. 2 kere Kafkasya'ya şiirleri yüzünden sürgüne gönderilmiş. Dolayısıyla romanda doğa ve özgürlük özlemini görüyorsunuz. Lermontov doğayı gerçekten seviyor, doğa için söylediği şeylerden anlayabiliyoruz. Özgürlüğü talep ettiğini ise, kadınlar üzerinden bile görebiliyoruz. Hristiyan olmasının ise; inancımızın başkasını sevmeye engel olmasında, İncil'de geçen bazı yerlerin bulunuyor olmasında ve kitabın sonuna doğru kader tartışmasındaki varışında muhakkak ki rolü büyük. Kitapta çokça "Tanrı Bilir.." cümlesiyle karşılaşacaksın. Bu ya bilinçli bir hicivdir ya da bilinçsiz/bilinçli bir teslimiyet. Kitapta bahsettiğim başa dönüş kısmındaki geçiş bir anlık şunu düşündürüyor. Bundan sonrası aslında Lermontov'un günlüğünün bir kısmı! Peçorin ise Lermontov. "Bu notları tekrar tekrar okurken, kişisel zayıflıklarını, hata­larını acımasızca ortaya döken Peçorin'in içtenliğine inandım. Son derece zayıf yaradılışlı da olsa, bir insanın ruhsal dünyası­nın öyküsü bütün bir halkın öyküsünden daha az ilginç, daha az yararlı değildir. Özellikle, bu öykü olgun bir aklın kendi­ni gözlemlemesinin ürünüyse, insanlarda ilgi ve şaşkınlık ya­ratmak amacıyla yazılmamışsa.. Oysa Rousseau'nun İtiraflar'ı bile, onu dostlarına okuduğu için kusurludur." Kendisinin içtenliğine inandığını söylüyor gibi değil mi?.. "Olgun bir aklın kendini gözlemlemesi, insanlarsa ilgi ve şaşkınlık yaratmak amacıyla yazılmamışsa..", "Rousseau'nun İtiraflar'ı bile onu dostlarına okuduğu için kusurludur.." Benim açımdan ben bir günlüğüm diye bağırıyor :D Hatta aynı sayfada şunu da söylüyor: "İnsanları anlamaya başladığımızda bağışlarız." Sanki kendini bağışlamaya ve birileri tarafından bağışlanmaya çalışıyor. Bol şans. Kimin amacı değil ki bu? :) Bahsettiğim diğer kısımda ben çok daha eğlendim ve anlamlıydı benim için. Benim bakış açımla Peçorin'in yani Lermontov'un tüm hikaye boyunca kötü karakterinin kaynağının sebebini gördüm belki de. -Spoiler olabileceğini düşüneceğiniz bir şey var burada sayın okuyucu. İstersen geç burayı. Senin için kutu içerisine aldım.- _____________________________________________ |Büyük bir sır değil! İnsanlar diyor. İnsanlar.. | | benim yüzümde hep kötülük aradılar. Öyle | |değildim ama öyle olduğumu iddia ettiler. İşin | |sonunda ben de öyle oldum. | _____________________________________________ Bahsettiğim günlük kısmına geçildiğinde, duygulardan konuşmaya başladığımızda gerçekten vardığım "deneme yazsaydı mükemmel olurdu." sonucunun ne kadar doğru olduğunu tekrar fark ettim. Kitap genel olarak bir askerin asker yaşantısı haricinde özel hayatındaki kötülüklerini, bazense de hiçbir şeyini anlatıyor. Kitap bence kötü bir kitap değildi. İlgisi oluşan kişinin okumasını tavsiye ederim. Benim vardığım sonuçlardan farklı sonuçlar çıkartılabilir pek tabii. İyi günler, iyi kitap kurtlamalar Yurdumun İnsanı.
Zamanımızın Bir Kahramanı
Zamanımızın Bir KahramanıMihail Yuryeviç Lermontov · İletişim Yayınevi · 20234,422 okunma
·
157 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.