İyi Bir Fantastik Edebiyat
Bilim Kurguyu ve Fantastik edebiyatı çocukluğumdan beri sevmişimdir. Ve iyi bir fantastik esere her zaman gözlerim ve aklım açıktır. Çünkü 
Ursula K. Le Guin'in 
Kadınlar Rüyalar Ejderhalar'ındaki şu cümleleri beni etkilemiştir; ''Çünkü fantezi elbette hakikidir. Olgulara dayanmaz, ama hakikidir. Çocuklar bilir bunu. Yetişkinler de bilir, zaten çoğu bu yüzden fanteziden korkar. Fantezideki hakikatin, yaşamaya mecbur edildikleri ve kabullendikleri hayatın sahteliğine, kofluğuna, gereksizliğine, sıradanlığına karşı bir meydan okuma, hatta tehdit oluşturduğunu bilirler. Ejderhalardan korkarlar, çünkü özgürlükten korkarlar.''
Evet yıllar geçiyor ve büyüyoruz. Hayatın gerçekleri yüzümüze tokat gibi çarptığındaysa sığınacak limanlar arıyoruz. Benim limanım kitaplar olmuştur. Felsefe, psikoloji, sosyoloji, bilim okumayı seviyorum. Ancak kafamı rahatlatacak, beni bu hayatın sahteliğinden çekip çıkaracak kurgu romanlara da ihtiyaç duyuyorum. 
Fyodor Dostoyevski'nin 
Suç ve Ceza kitabı gibi derin psikolojik karakterlerin olduğu romanlar bizi ''iyi bir kitap'' okudum ve iyi bir psikoloji kitabı okudum kafasına getiriyor. Ancak bir yerde de bu dünyanın gerçekliğinden kopmak istiyorum. İşte o aşamada da imdadıma bilim kurgu ve fantastik edebiyat yetişiyor. Çünkü biliyorum ki iyi bilim kurgu iyi edebiyattır. Aynı şey iyi bir fantastik eser için de geçerli.
Kitap fiyatlarının artması ile beraber artık kitap alırken iki kere düşünüyoruz. Ne yazık ki bu yüzden çoğu kitabı pdf okur oldum. Bu kitabı yarı fiyatından daha az bir fiyata ikinci el aldım. E para verince de kitabı okuyorsunuz. :) Şaka bir yana iyi ki almışım iyi ki okumuşum diyorum. Sonuçta saatlerinizi bir koltukta oturup bir kitaba vermeniz karşılığında yeni dünyalar, yeni insanlar tanıyorsunuz. Onların yaşamlarına, hayatlarına, mahremlerine girip saatlerin sonunda kitabın son sayfasını da çevirip kapağı kapattığınızda empati gücünüzün biraz daha arttığına şahit olup, daha bir ''insanca'' yaşamaya başlıyorsunuz.
Kitapla doğrudan alakası olmayan bu girizgahtan sonra birkaç satır da kitap içeriğinden vs. bahsetmek istiyorum. 
Rüzgarın Adı kitabının arka kapağını okuduğumda, 
Yüzüklerin Efendisi ile kıyaslanması beni kitaba başlamama bir adım daha yaklaştırdı. Ancak kitabı okudukça böyle bir kıyaslamaya anlam veremedim. (Demek ki kitap dünyasında da böyle gereksiz reklamlar yapılıyor.) Bana kalırsa Yüzüklerin Efendisi kıyas dışı bir şaheserdir ve böyle bir edebi eser yüz yılda bir ortaya çıkar. O yüzden bu kitabı daha çok Harry Potter kitabı ile benzer buldum. Bunun nedeni iki kitapta benzer olan okul kavramı, akademik bir dünya haricinde dil ve üslup olarak da iki kitabın benzer olduğunu düşünüyorum. Bir farkla Harry Potter daha çocuklara yönelik de bir kitapken, Rüzgarın adı yetişkinleri de tatmin edecek bir kitap bana kalırsa. Gerçi Harry Potter'ın son kitabını alıp okuduğumda otuzuma gelmiştim sanırım. :) Rüzgarın Adı kitabında zeki bir kurgu var. Kitabın kahramanı olan Kvothe, hikayeyi kendi ağzından bir günde anlatıyor. Daha çok insan ilişkilerine yoğunluk verilmiş. Fantastik öğeler ahım şahım değil ve çok yok. Ancak kitabı okudukça sonuna gelmek istiyorsunuz bir şekilde. Mesela ben ikinci kitabı da okuyorum. Le Guin'in dediği gibi bu hayatın sahteliğinden kaçmak isterseniz Rüzgarın Adı sizin için iyi bir tercih olacaktır.
·
237 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.